nuclearmoonrise
Eşsiz Kahve Çekirdeği
- Katılım
- 29 Kas 2018
4 günlük kısa Eskişehir ziyaretimde kahve ve yemek üzerine birçok mekan gezdim, iyi insanlarla tanıştım. Şimdi bu 4 günde değinmeye değer gördüğüm şeyleri sizinle paylaşmak istiyorum. Eskişehir'e gelip ne yapsak, nerelere gitsek diyenler için de bir fikir olacağını düşünüyorum.
Gittiğim her yer için detaylı yorum yapmayacağım. Sadece neredeyse her mekan için "memnun kalmadım, fena değil, gayet iyi, süper" şeklinde bir emoji belirteceğim.
Kahve: Opia Coffee - Kokopelli - Italyan Coffee - Coffeemania - Deep Orange Coffee - Funk - Keçi Geçti - Fleabag - Gordion
Opia Coffee
Burada şu ara Kafein Kültür ve Kernel kahveleri servis edilmekte. Kafein Kültür'den Honduras Caballero Amazonas (V60) denedim. Adeta sıcak su içtim, kahve namına herhangi bir tat almadım, çok suluydu. İkinci bir şans vermek için Kernel'den Kenya Riu Ruiru Anaerobic Natural'i espressoda rica ettim. Mükemmel olmasa da tatmin edici bir fincan aldım. Barista sevip sevmediğimi sordu. V60'ı sevmediğimi söyleyince hiç oralı olmadı. Bu da ilginç bir detaydı benim için.
Kokopelli Coffee
Forumda özellikle önerildiği için burayı atlamak olmazdı. Gittiğimizde Ali Bey tarafından sanki oraya ilk defa gidiyor değil de oranın müdavimiymişiz gibi "abi naber?" şeklinde karşılandık. Benim hoşuma gitti açıkçası. İlk etapta mekanın dış ambiyansı hoşumuza gitmese de içerisinin dizaynını sevdik. Tabi bunda rafta sıralanmış onlarca nitelikli çekirdeğin de etkisi yok değil. Kokopelli iki farklı günde ziyaret ettiğim tek kahveci. Doğal olarak en çok kahveyi de burada denedim. Bunları sıralayacak olursam; Grizzly - Kosta Rika Aquiares (Espresso), Coffee Mamma - Elkin Guzman Huila Yellow Nectar (Origami), Old School - Kolombiya Monteblanco Coconut Lemonade (Espresso), Ultra - Etiyopya Hamasho Anaerobic Natural (Espresso), Acuerdo Project - Kolombiya La Meseta Bourbon Sidra Double Fermented (Origami), Spada - Kolombiya Javier Rubio Anaerobic Natural (Espresso), Spada - Finca Milan (Espresso), Friendzone - Hawaii - Kona Prime (Cold Brew)
Kokopelli'de başka kahve bıraktın mı diye düşünebilirsiniz ancak bıraktım, hem de çok. Yalnız bu kadar üst düzey farklı kahveyi peşpeşe denemememin iki nedeni var. Bunlardan birincisi evde veya dışarıda şu ana kadar içtiğim en iyi espresso olan, espressoya bakış açımı değiştiren, sadece kahve olduğuna inanamadığım ve her fırsatta çilek şurubu katılıp katılmadığından emin olmadığımı ifade ettiğim, kokopelli'de içtiğim ilk espresso olan Grizzly - Aquiares'tir. Bu kahve kahveyle ilgilenen ilgilenmeyen herkesin algılayabileceği şekilde çilek kokup çilek tatmakta. Şu ana kadar içtiğiniz tüm çilek notalı kahveleri unutun. Bu bambaşka bir şey. Bunun ardından pek sıcak bakmasam da Coffee Mamma önerildi. Tadım notlarına bakmadan söyleyebilirim ki bu kahve kokuda direkt bisküvi. Bunun üzerine yakın bir deneyim olacağını tahmin ederek Coconut Lemonade espresso denedim. Kokuda hindistan cevizi ve bisküvi karışıkken tadım daha sitrikti. Hamasho Anaerobic normalde çok beğeneceğim bir espresso olacakken Aquiares'in inanılmaz çileksiliği yüzünden sönük kaldı. Acuerdo Project içtiğim en yüksek fiyatlı kahve olmasına rağmen aşırı net deneyimlerin üstüne çok yumuşak ve dengeli kaldı. Spada Javier Rubio düşük fermentelik beklentimize rağmen yüksek fermente tatlara ve mor meyve asiditesine sahip bir espresso verdi. Bunu çok beğenince tereddüt ettiğim Finca Milan Espresso da rica ettim, Coconut Lemonade Espresso'ya çok benzer bir deneyim sundu. Son olarak çok sıcak bakmasam da Ali Bey bir cold brew sample denetti. Hawaii Kona Prime'ın kullanıldığı bu cold brew beklentimin çok ötesinde, adeta çilek ve karpuz suyu.
Ali Bey gördüğüm kadarıyla çok ince eleyip sık dokuyan birisi. Bu işi severek yaptığı çok belli. Her kahveye ayrı reçete kullanıyor ve meet lab'in final touch ürünüyle suyu mineral değeri açısından döküş döküş bile kontrol ediyor. İşte bu kadar farklı kahveyi tereddütsüz denememdeki ikinci sebep de budur.
Italyan Coffee
Petra çekirdeklerini kullanıyorlar. V60 deneyimim Opia'dakine benzer olmak üzere çok sulu ve az çözünmüş bir kahveydi.
Coffeemania
Listemde olmamasına rağmen denk gelince denemek istedim. Dakikalarca şıp şıp damlayıp 6-7 dakikada biten demlemenin sonucu tabii ki de kavrum suyu içmemle sonuçlandı.
Deep Orange Coffee
Kokopelli'den sonra en memnun kaldığım kafe olabilir. Ortam salaş ve sıcak. Yine birçok kavurucudan farklı kahveler mevcut. Spada - Ruanda Akagera Anaerobic (Espresso) ve ismini hatırlayamadığım bir kavurucudan El Mirador Strawberry (Origami) denedim. Akagera Espresso ile ilginç bir espresso yorumunu da denemiş oldum. Önüme gelen kahve Emre Bey'in söylediğine göre 100 ml'lik bir çıktı. Bu uzun çekim bana yer yer filtre kahve içiyor gibi hissettirse de tadım notlarını net alabildiğim sıkıntısız bir espresso deneyimi yaşattı. Evde kendim espresso yaparken de kalıpların dışına çıkmak için daha cesur olmayı düşündürdü. Strawberry ise isminin aksine bir çilek hissi vermedi. Denediğim diğer infüze kahvelerde olduğu gibi bisküvi koklamaya devam ettim. Ayrıca şunu söylemeden geçmemeliyim ki gitmişken mutlaka bir tatlı da denemelisiniz.
Deep Orange Coffee gitmekten çok memnun olup ikinci defa gidememekten üzüntü duyduğum bir kafe oldu. Bir dahaki sefere daha çok kahve denemek dileğiyle diyelim.
Funk Coffee
Israrla önerilen bir yer olmasına rağmen buradaki deneyimim biraz talihsiz oldu. Menüdeki nitelikli çekirdeklerden 2'si o gün başka kafelerde denediğim, diğer 2'si ise evde denediğim kahveler olması sebebiyle Gordion - Kolombiya Risaralda gibi nispeten düz bir kahve seçip demleyici seçimini baristaya bırakmamla birlikte çok kötü bir kahve içtim. Ayrıca kafenin içinde bulunduğu Pub'ın ambiyansını da pek beğenmedim. Yine de siz tavsiyelere uyup bir nitelikli türk kahvesi deneyebilirsiniz.
Keçi Geçti
Forumda ünlü olan bu kafeyi denemeden Eskişehir'den gitmek olmazdı. İlk etapta pub mı yoksa kafe mi olduğunu anlayamadığım bu mekanda çok renkli bir müşteri ve çalışan profili mevcut. Su ortak miras olduğundan masaya hemen koca bir sürahi su geliyor. Bence güzel bir detay. Kahve olarak çok bir seçenek yok. En aromatik olarak önerilen Etiyopya Yirgacheffe beklediğim gibi vasat bir çekirdek, yalnız kötü demlenmiş değil. En azından üstte örneğini verdiğim diğer kafelere göre çekirdeğin karakteristik özelliklerini net hissedebileceğiniz bir şekilde demlenmiş. Ücretler ise oldukça makul. Hal böyle olunca ambiyansı sevmesem de Keçi Geçti'yi "beğenmedim" şeklinde sınıflandırmak haksızlık olurdu.
Fleabag Coffee
Keçi Geçti'de otururken hemen karşısındaki bu sevimli ve şık kafenin içine göz gezdirdiğimde gözüme çarpan ilk şeyler tadım çarkı ve renk renk kahve paketleri olunca Keçi Geçti'den kalkıp buraya oturdum. Ambiyans oldukça hoş olmasına rağmen memnun kalmadığım şey kafenin küçüklüğü ve yarısı dışarıda yarısı içeride olan bir masada içilen bütün sigara dumanının içeri dolması. Sigara kullanmayıp hassas olan bir kişi olarak bundan hiç hoşnut olmadığımı belirteyim. Lakin mızmızlık yapmadan kahve deneyimine odaklanırsak tatmin edici çekirdeklerin ve demleme kalitesinin bu kafe için bende "süper" etkisini yarattığını belirteyim. Çekirdek olarak Ultra'nın, Coach'ın rengarenk paketleri göze çarparken benim ilgimi en çok Polar Coffee adlı bir kahvecinin Endonezya'dan getirttiği 4 farklı çekirdek çekti. Bunlar Gayo Pegasing Natural Anaerobic Endothermic, Damarkandang Carbonic Maceration 160H, Gayo Wine Process ve Argopuro Hermentic Sealed Natural.
Halihazırda o gün 5 fincan kahve içmiş olmama rağmen bu 4 farklı ve ilgi çekici Endonezya çekirdeğini denemeden geçemezdim. Yalnız size 4'ünü de denemenizi önermiyorum zira kahveler genel olarak çok farklı değil. Fermantasyonların farklılığından kaynaklı nüans farklılıkları olmak üzere hepsinde fermente tatlar mevcut. Kiminde şarapsılık daha yüksekken kimi daha klasik tarafta. Deneyim için önerdiğim ilk çekirdek Wine Process. Fermente karakteri Drima Zede'yi andırırken asiditesi gerçekten tam bir kırmızı şarap. Gayo Pegasing de fena bir kahve olmamakla birlikte seçkideki diğer 2 kahve daha yumuşak içime sahip.
Demlemeyi yapan barista ve kafenin kurucu ortaklarından Berke Bey de çok hoşsohbet biri. Ücretler makul.
Gordion Coffee Roastery
Son olarak daha önce çekirdek satın aldığım bir kavurucu ile tanışma maksadıyla Gordion'u da ziyaret etmeden geçmek olmaz dedim. Çok hoş karşılandık, güzel kahveler içtik. Bu sayede Gordion'u da daha yakından tanıma fırsatı elde etmiş oldum. Her şey için teşekkür ediyorum kendilerine.
Gittiğim her yer için detaylı yorum yapmayacağım. Sadece neredeyse her mekan için "memnun kalmadım, fena değil, gayet iyi, süper" şeklinde bir emoji belirteceğim.
Kahve: Opia Coffee - Kokopelli - Italyan Coffee - Coffeemania - Deep Orange Coffee - Funk - Keçi Geçti - Fleabag - Gordion
Opia Coffee
Burada şu ara Kafein Kültür ve Kernel kahveleri servis edilmekte. Kafein Kültür'den Honduras Caballero Amazonas (V60) denedim. Adeta sıcak su içtim, kahve namına herhangi bir tat almadım, çok suluydu. İkinci bir şans vermek için Kernel'den Kenya Riu Ruiru Anaerobic Natural'i espressoda rica ettim. Mükemmel olmasa da tatmin edici bir fincan aldım. Barista sevip sevmediğimi sordu. V60'ı sevmediğimi söyleyince hiç oralı olmadı. Bu da ilginç bir detaydı benim için.
Kokopelli Coffee
Forumda özellikle önerildiği için burayı atlamak olmazdı. Gittiğimizde Ali Bey tarafından sanki oraya ilk defa gidiyor değil de oranın müdavimiymişiz gibi "abi naber?" şeklinde karşılandık. Benim hoşuma gitti açıkçası. İlk etapta mekanın dış ambiyansı hoşumuza gitmese de içerisinin dizaynını sevdik. Tabi bunda rafta sıralanmış onlarca nitelikli çekirdeğin de etkisi yok değil. Kokopelli iki farklı günde ziyaret ettiğim tek kahveci. Doğal olarak en çok kahveyi de burada denedim. Bunları sıralayacak olursam; Grizzly - Kosta Rika Aquiares (Espresso), Coffee Mamma - Elkin Guzman Huila Yellow Nectar (Origami), Old School - Kolombiya Monteblanco Coconut Lemonade (Espresso), Ultra - Etiyopya Hamasho Anaerobic Natural (Espresso), Acuerdo Project - Kolombiya La Meseta Bourbon Sidra Double Fermented (Origami), Spada - Kolombiya Javier Rubio Anaerobic Natural (Espresso), Spada - Finca Milan (Espresso), Friendzone - Hawaii - Kona Prime (Cold Brew)
Kokopelli'de başka kahve bıraktın mı diye düşünebilirsiniz ancak bıraktım, hem de çok. Yalnız bu kadar üst düzey farklı kahveyi peşpeşe denemememin iki nedeni var. Bunlardan birincisi evde veya dışarıda şu ana kadar içtiğim en iyi espresso olan, espressoya bakış açımı değiştiren, sadece kahve olduğuna inanamadığım ve her fırsatta çilek şurubu katılıp katılmadığından emin olmadığımı ifade ettiğim, kokopelli'de içtiğim ilk espresso olan Grizzly - Aquiares'tir. Bu kahve kahveyle ilgilenen ilgilenmeyen herkesin algılayabileceği şekilde çilek kokup çilek tatmakta. Şu ana kadar içtiğiniz tüm çilek notalı kahveleri unutun. Bu bambaşka bir şey. Bunun ardından pek sıcak bakmasam da Coffee Mamma önerildi. Tadım notlarına bakmadan söyleyebilirim ki bu kahve kokuda direkt bisküvi. Bunun üzerine yakın bir deneyim olacağını tahmin ederek Coconut Lemonade espresso denedim. Kokuda hindistan cevizi ve bisküvi karışıkken tadım daha sitrikti. Hamasho Anaerobic normalde çok beğeneceğim bir espresso olacakken Aquiares'in inanılmaz çileksiliği yüzünden sönük kaldı. Acuerdo Project içtiğim en yüksek fiyatlı kahve olmasına rağmen aşırı net deneyimlerin üstüne çok yumuşak ve dengeli kaldı. Spada Javier Rubio düşük fermentelik beklentimize rağmen yüksek fermente tatlara ve mor meyve asiditesine sahip bir espresso verdi. Bunu çok beğenince tereddüt ettiğim Finca Milan Espresso da rica ettim, Coconut Lemonade Espresso'ya çok benzer bir deneyim sundu. Son olarak çok sıcak bakmasam da Ali Bey bir cold brew sample denetti. Hawaii Kona Prime'ın kullanıldığı bu cold brew beklentimin çok ötesinde, adeta çilek ve karpuz suyu.
Ali Bey gördüğüm kadarıyla çok ince eleyip sık dokuyan birisi. Bu işi severek yaptığı çok belli. Her kahveye ayrı reçete kullanıyor ve meet lab'in final touch ürünüyle suyu mineral değeri açısından döküş döküş bile kontrol ediyor. İşte bu kadar farklı kahveyi tereddütsüz denememdeki ikinci sebep de budur.
Italyan Coffee
Petra çekirdeklerini kullanıyorlar. V60 deneyimim Opia'dakine benzer olmak üzere çok sulu ve az çözünmüş bir kahveydi.
Coffeemania
Listemde olmamasına rağmen denk gelince denemek istedim. Dakikalarca şıp şıp damlayıp 6-7 dakikada biten demlemenin sonucu tabii ki de kavrum suyu içmemle sonuçlandı.
Deep Orange Coffee
Kokopelli'den sonra en memnun kaldığım kafe olabilir. Ortam salaş ve sıcak. Yine birçok kavurucudan farklı kahveler mevcut. Spada - Ruanda Akagera Anaerobic (Espresso) ve ismini hatırlayamadığım bir kavurucudan El Mirador Strawberry (Origami) denedim. Akagera Espresso ile ilginç bir espresso yorumunu da denemiş oldum. Önüme gelen kahve Emre Bey'in söylediğine göre 100 ml'lik bir çıktı. Bu uzun çekim bana yer yer filtre kahve içiyor gibi hissettirse de tadım notlarını net alabildiğim sıkıntısız bir espresso deneyimi yaşattı. Evde kendim espresso yaparken de kalıpların dışına çıkmak için daha cesur olmayı düşündürdü. Strawberry ise isminin aksine bir çilek hissi vermedi. Denediğim diğer infüze kahvelerde olduğu gibi bisküvi koklamaya devam ettim. Ayrıca şunu söylemeden geçmemeliyim ki gitmişken mutlaka bir tatlı da denemelisiniz.
Deep Orange Coffee gitmekten çok memnun olup ikinci defa gidememekten üzüntü duyduğum bir kafe oldu. Bir dahaki sefere daha çok kahve denemek dileğiyle diyelim.
Funk Coffee
Israrla önerilen bir yer olmasına rağmen buradaki deneyimim biraz talihsiz oldu. Menüdeki nitelikli çekirdeklerden 2'si o gün başka kafelerde denediğim, diğer 2'si ise evde denediğim kahveler olması sebebiyle Gordion - Kolombiya Risaralda gibi nispeten düz bir kahve seçip demleyici seçimini baristaya bırakmamla birlikte çok kötü bir kahve içtim. Ayrıca kafenin içinde bulunduğu Pub'ın ambiyansını da pek beğenmedim. Yine de siz tavsiyelere uyup bir nitelikli türk kahvesi deneyebilirsiniz.
Keçi Geçti
Forumda ünlü olan bu kafeyi denemeden Eskişehir'den gitmek olmazdı. İlk etapta pub mı yoksa kafe mi olduğunu anlayamadığım bu mekanda çok renkli bir müşteri ve çalışan profili mevcut. Su ortak miras olduğundan masaya hemen koca bir sürahi su geliyor. Bence güzel bir detay. Kahve olarak çok bir seçenek yok. En aromatik olarak önerilen Etiyopya Yirgacheffe beklediğim gibi vasat bir çekirdek, yalnız kötü demlenmiş değil. En azından üstte örneğini verdiğim diğer kafelere göre çekirdeğin karakteristik özelliklerini net hissedebileceğiniz bir şekilde demlenmiş. Ücretler ise oldukça makul. Hal böyle olunca ambiyansı sevmesem de Keçi Geçti'yi "beğenmedim" şeklinde sınıflandırmak haksızlık olurdu.
Fleabag Coffee
Keçi Geçti'de otururken hemen karşısındaki bu sevimli ve şık kafenin içine göz gezdirdiğimde gözüme çarpan ilk şeyler tadım çarkı ve renk renk kahve paketleri olunca Keçi Geçti'den kalkıp buraya oturdum. Ambiyans oldukça hoş olmasına rağmen memnun kalmadığım şey kafenin küçüklüğü ve yarısı dışarıda yarısı içeride olan bir masada içilen bütün sigara dumanının içeri dolması. Sigara kullanmayıp hassas olan bir kişi olarak bundan hiç hoşnut olmadığımı belirteyim. Lakin mızmızlık yapmadan kahve deneyimine odaklanırsak tatmin edici çekirdeklerin ve demleme kalitesinin bu kafe için bende "süper" etkisini yarattığını belirteyim. Çekirdek olarak Ultra'nın, Coach'ın rengarenk paketleri göze çarparken benim ilgimi en çok Polar Coffee adlı bir kahvecinin Endonezya'dan getirttiği 4 farklı çekirdek çekti. Bunlar Gayo Pegasing Natural Anaerobic Endothermic, Damarkandang Carbonic Maceration 160H, Gayo Wine Process ve Argopuro Hermentic Sealed Natural.
Halihazırda o gün 5 fincan kahve içmiş olmama rağmen bu 4 farklı ve ilgi çekici Endonezya çekirdeğini denemeden geçemezdim. Yalnız size 4'ünü de denemenizi önermiyorum zira kahveler genel olarak çok farklı değil. Fermantasyonların farklılığından kaynaklı nüans farklılıkları olmak üzere hepsinde fermente tatlar mevcut. Kiminde şarapsılık daha yüksekken kimi daha klasik tarafta. Deneyim için önerdiğim ilk çekirdek Wine Process. Fermente karakteri Drima Zede'yi andırırken asiditesi gerçekten tam bir kırmızı şarap. Gayo Pegasing de fena bir kahve olmamakla birlikte seçkideki diğer 2 kahve daha yumuşak içime sahip.
Demlemeyi yapan barista ve kafenin kurucu ortaklarından Berke Bey de çok hoşsohbet biri. Ücretler makul.
Gordion Coffee Roastery
Son olarak daha önce çekirdek satın aldığım bir kavurucu ile tanışma maksadıyla Gordion'u da ziyaret etmeden geçmek olmaz dedim. Çok hoş karşılandık, güzel kahveler içtik. Bu sayede Gordion'u da daha yakından tanıma fırsatı elde etmiş oldum. Her şey için teşekkür ediyorum kendilerine.