kahve tüketimi bir keyif işi. kahve kavurma da bir zanaat. hayati tüketim olmayan bir alanda zanaatkar da kendi yaptığı işin fiyatını belirler. aynı yeşil çekirdeğin kavrulmasından aynı sonuç çıkmaz. aynı sonuç çıksa bile satıcı için fiyatlandırmanın aynı olmasını gerektirmez.
a kişisi bir çekirdek alıp bir profil çıkartıp, bu kahvesinin kilosunu 10 liradan satarsa karlı bir iş yapacağını düşünebilir. b kişisi ise aynı çekirdeği alıp tesadüfen birebir aynı profili çıkartıp, sonrasında bu kavurmanın çok güzel olduğunu müşterilerin buna bayılacağını düşünüp aynı kahveyi 20 liradan satmayı düşünebilir. a kişisi tek başına dükkan işletiyordur, b kişisi 6 kişi çalıştırıyordur, a kişisi kahve kavurmaya ve onunla ilgili araştırmalara haftada 30 saat harcıyordur b kişisi 75 saat harcıyordur. a kişisi x çekirdeğinden 100 kilo y çekirdeğinden 5 kilo almış, b kişisi x çekirdeğinden 5 kilo y çekirdeğinden 100 kilo almıştır, maliyetler çapraz olarak yansımıştır, biri x'i biri y'yi daha ucuza satabilir. ya da a kişisi tamahkardır b kişisi daha çok para kazanmak istiyordur. belki de a kişisi bu işi beceremiyordur, b kişisi çok iyi beceriyordur. a kişisi kötü paketleme yapıyordur, b kişisi en iyi paketleri kullanıyordur. a kişisi ürünü satıp gerisine karışmıyordur, b kişisi üründe sorun çıktığında hemen değiştirip, hızla telafi ediyordur, müşteriyle sürekli iletişim kuruyor, onu mutlu ediyordur.
özetle fiyat her zaman kalite demek değildir. hele türkiyede hiç değildir. ama üreticinin de belirlediği fiyata da çok karışılamaz. hizmetini hak etmediği biçimde fiyatlandıran üreticinin de cezasını almayarak tüketici vermeli. bir de ilk başta dediğim gibi keyif işi. yani belki 20 liraya satılan kahve herkese göre süper kalitedir, ama siz 10 liralık kahveyi daha çok sevebilirsiniz. ya da aradaki farka değmediğini düşünebilirsiniz.