Yakın zamanda nitelikli kahve ile tanışan biriyim. Genellikle de gerek çalış hayatım gerekse şahsi uğraşılarımın yoğunluğu nedeniyle pek evden çıkan biri değilim. Son zamanlarda biraz nefeslenecek vaktim oldu. Her İzmir'li gibi kendimi Alsancak'a Kıbrıs Şehitleri'ne attım. Caddenin ikinci kesim diyebileceğimiz -aslında birinci kesim demek daha doğru geliyor- (Dostlar Fırınından Ot Cafe'ye doğru yürüdüğümüz tarafı) kısımda 3 tane nitelikli kahveci gördüm.
İlk uğradığım yer Poka Coffee Roaters oldu. İlk olarak Colombia Supremo Mendelin çekirdeğini aldım çıktım. Üzerine etiketini felan vurmuşlar, kavram tarihini atmışlardı. Sonra tekrar mekana uğradım. Ellerinde çekirdekleri sordum. Burundi çekirdeklerini V60 ile 1:15 oranında demlemelerini istedim. Garson peki dedi, gitti. Dakikalar içinde tekrar dönüp, kendi demleme oranlarını bozamayacaklarını söyledi. Vardır bi hikmeti diye düşünerek kabul ettim. Kahve fena değildi açıkçası. Açıkçası o gün biraz dışarıda çalışma amaçlı gitmiştim. Çalışırken ikinci kahveyi sipariş verip, çıkayım dedim. Papua Yeni Gine kahvesi ısmarladım. O da sevimliydi. İşlerimi bitirip kalktığımda hesabı öderken iki çekirdek siparişi verip, lavaboya gittim. Döndüğümde paketler hazırlanmıştı. İlk seferdeki özenleri görünce açıp bakmadım. Eve geldiğimde paketlerin birinin üzerine beyaz etiket kağıdının yapıştırılmış ve onun üzerine de fosforlu kalemle sadece BURUNDİ yazılmış olduğunu gördüm. Diğerinde ise etiket felan yoktu. Neyseki ayrım yapabilme fırsatını vermişler. Ne kavrum tarihi ne de başka bir bilgi... Bunları yazarken ilk çekirdek almaya gittiğimde kavurucuları -aynı zamanda mekanın sahibi- insanların nitelikli kahve içmekten çok resim çekilmeye geldiğini söylemişti. Müşteri profilleri buna zorlamış sanırım.
İlk uğradığım yer Poka Coffee Roaters oldu. İlk olarak Colombia Supremo Mendelin çekirdeğini aldım çıktım. Üzerine etiketini felan vurmuşlar, kavram tarihini atmışlardı. Sonra tekrar mekana uğradım. Ellerinde çekirdekleri sordum. Burundi çekirdeklerini V60 ile 1:15 oranında demlemelerini istedim. Garson peki dedi, gitti. Dakikalar içinde tekrar dönüp, kendi demleme oranlarını bozamayacaklarını söyledi. Vardır bi hikmeti diye düşünerek kabul ettim. Kahve fena değildi açıkçası. Açıkçası o gün biraz dışarıda çalışma amaçlı gitmiştim. Çalışırken ikinci kahveyi sipariş verip, çıkayım dedim. Papua Yeni Gine kahvesi ısmarladım. O da sevimliydi. İşlerimi bitirip kalktığımda hesabı öderken iki çekirdek siparişi verip, lavaboya gittim. Döndüğümde paketler hazırlanmıştı. İlk seferdeki özenleri görünce açıp bakmadım. Eve geldiğimde paketlerin birinin üzerine beyaz etiket kağıdının yapıştırılmış ve onun üzerine de fosforlu kalemle sadece BURUNDİ yazılmış olduğunu gördüm. Diğerinde ise etiket felan yoktu. Neyseki ayrım yapabilme fırsatını vermişler. Ne kavrum tarihi ne de başka bir bilgi... Bunları yazarken ilk çekirdek almaya gittiğimde kavurucuları -aynı zamanda mekanın sahibi- insanların nitelikli kahve içmekten çok resim çekilmeye geldiğini söylemişti. Müşteri profilleri buna zorlamış sanırım.