Filtre Kahve Demleme Teknikleri Ve Lezzet Farkları

Böyle bir konunun eksikliğini hissettim. Konular içerisinde konuşuluyor ama toplu bir yerde olması hepimiz için yararlı olur düşüncesindeyim. Aşağıdaki yöntemlerin ve daha fazlasının lezzet farklarını, demleme yöntemi farklarını, öğütme biçimlerini, birinin fiyat performans olarak diğerine göre üstünlüklerini tartışabiliriz.

• French Press
• Cone Drip
• Syphon
• AeroPress
• Chemex
• Kalita Wave Dripper
• Bee Hause Dripper
• Woodneck
• Pota Dripper

French press iyi güzel belkide en ucuz yöntem. Ancak tortu ve telve problemi var. Önceden çok sorun etmiyordum ama şimdi daha temiz bir kahve istiyorum. Bu akılda tutulmalı bence.

Bende Necdet bey sayesinde yakin bir zamanda hario v60 ile tanistim ve cok net soyleyebilirim ki tat olarak french ile arasinda cok fark var ben bu kadarini beklemiyordum dogrusu.

kendi deneyimlerim
aeropress: daha düz, yoğun dengeli bir tat.
kalita wave: aromalar daha belirgin, fakat sürekli ekşi yapıyorum ayarini tutturamiyorum. ilk bloom sonrasi bardaktaki kahveyi dökmek ekşiliği azaltıyor.
ayrica chemex'i 1 kere denedim. gövdesi cok düşük. beğenmedim.
French press: koyu kavrulmuş kahveyle daha iyi sonuç veriyor diye düşünüyorum. Koyusan kastım full city civarı. Açık kavrulmuş kahve ile cok lezzet alamadım.

[MENTION=379]eaxoy[/MENTION] "Bir kahve meraklısı..." başlığınızdaki resimlerden gördüğüm kadarıyla hem chemex hem de v60(ya da tiamo adını bilmiyorum tam) sahibisiniz. Sonuç bakımından farkları nedir? Hangisini tavsiye edersiniz?

Lezzeti dışında pratiklik açısından da hangisi daha pratik. Mesela chemex acayip bir mühendislikle üretilmiş,(anladığım kadarıyla ürettiği kahvede bunun da büyük etkisi var) resimlerinden gördüğüm kadarıyla tek parça. Temizleme olayı nasıl oluyor? Sıkıntı oluyor mu? Temizlik demişken karşılaştırmaya woodneck'i de katabiliriz. Hem tek parça olması hem de bez parça olması açısından temizleme işi en zor olanı bu sanırım. Woodneck kullanan/bilen varsa, özel bir bez mi kullanılıyor? Yoksa kahve demlerken kararan bezi sürekli çamaşır makinesinde yıkayarak mı temizliyoruz?

Eaxoyu mentionladım ama bilgisi/fikri olan diğer arkadaşlar da yorum yapabilir.

kbere' Alıntı:

[MENTION=379]eaxoy[/MENTION] "Bir kahve meraklısı..." başlığınızdaki resimlerden gördüğüm kadarıyla hem chemex hem de v60(ya da tiamo adını bilmiyorum tam) sahibisiniz. Sonuç bakımından farkları nedir? Hangisini tavsiye edersiniz?

Lezzeti dışında pratiklik açısından da hangisi daha pratik. Mesela chemex acayip bir mühendislikle üretilmiş,(anladığım kadarıyla ürettiği kahvede bunun da büyük etkisi var) resimlerinden gördüğüm kadarıyla tek parça. Temizleme olayı nasıl oluyor? Sıkıntı oluyor mu? Temizlik demişken karşılaştırmaya woodneck'i de katabiliriz. Hem tek parça olması hem de bez parça olması açısından temizleme işi en zor olanı bu sanırım. Woodneck kullanan/bilen varsa, özel bir bez mi kullanılıyor? Yoksa kahve demlerken kararan bezi sürekli çamaşır makinesinde yıkayarak mı temizliyoruz?

Eaxoyu mentionladım ama bilgisi/fikri olan diğer arkadaşlar da yorum yapabilir.

Genişletmek için tıkla ...

Chemex tasarımı aslında bazı noktalar açısıyla cone drip methodundan ayrılır.

Chemex tek parça bir demleme ekipmanı. Yalnızca kendine has filtre kağıdı ile önplanda.
Cone drip methodları chemex'e göre daha bit görülebilecek olsa da aynı mantık ürünleridir. Tasarımsal açıdan bu ürünlerin açı, mühendislik farkları var. Açı bilgilerine daha doğrusu teknik bilgilere ürünlerin kendi sitelerinden ilk ağız aracılığıyla daha iyi bilgi alabilirsiniz. Fakat kullanım açısından chemex ve con drip filtre kağıtları ve çelik filtreler ile demlenebilir. demleme sonrası tek kullanımlık olan kağıt atılıt. Ekipman sudan geçirilir. işte bu kadar.

Woodneck ise cone drip, chemex'ten filtrenin bariz farkıyla ayrılır. Woodneck'te flanelden üretilmiş bez filtre kullanılır. Deterjanla yıkanmasını ben kabul etmem. Kabul eden var mı onu da bilmem. Ama filtre bezi ömrünü tamamlayana kadar kullanılır, sıcak suyla kullanım sonrası iç ve dış cephelerden yıkanır. Ya da durulanır diyelim. Temizlik açısından belki woodneck'e zahmetli diyebiliriz chemex ve cone drip'e göre. Ama çok kolaydır. sudan geçir ve kurutmaya bırak. Bu kadar.

Yirgacheffe' Alıntı:

Fakat kullanım açısından chemex ve con drip filtre kağıtları ve çelik filtreler ile demlenebilir. demleme sonrası tek kullanımlık olan kağıt atılıt. Ekipman sudan geçirilir. işte bu kadar.

Genişletmek için tıkla ...

o zaman şöyle bir soru daha sorayım: hani bazen kahvemizi demleyip içiyoruz, demleme için kullandığımız sürahi ise dibinde bir miktar kahve ile kalıyor ve biz ya muhabete dalıyor ya da üşeniyoruz da onu öylece bırakıyoruz. sonra da unutuyoruz. ta ki 2 gün sonra canımız tekrar kahve içmek isteyene kadar. o anda da kurumuş lekeler, daha da kötüsü bakteri oluşumu oluyor. (itiraf edeyim küflenmeyi de gördüm ) işte o zaman sünger şart oluyor. böyle durumlarda suda bekletme ile mi sorunu çözüyoruz?

...sıcak suyla kullanım sonrası iç ve dış cephelerden yıkanır. Ya da durulanır diyelim. Temizlik açısından belki woodneck'e zahmetli diyebiliriz chemex ve cone drip'e göre. Ama çok kolaydır. sudan geçir ve kurutmaya bırak. Bu kadar.

Genişletmek için tıkla ...

Herhangi açık renkli bir beze kahveyi değdirsem bile kolayca lekeleniyor ve kötü bir görüntü oluyor. Hatta makinemin etrafını temizlediğim koyu renkli bezlerde bile kahve kendini belli ediyor. Bu bez kahve lekesini tutmuyor mu?

[MENTION=236]Yirgacheffe[/MENTION] bir de tat açısından yorum alsak

Konuya gelirsek, konu gerçekten çok güzel ve ayrıntılı yorum isteyen bir konu aslında. Bu nedenle insan yazmak isterken iki kere düşünüyor neresinden başlasam diye

Syphon'dan başlamak isterim, zira sevdiğim bir türdür, nedeni ise haşlanmış bakliyat tadına yakın bir koku veren bir tür olması. Bu belki filtre bezinin temiz olmamasından, belki de suyun ph değerlerinden dolayı bana öyle gelmiş olabilir. Ama syphon içesim geldiğinde genellikle hafiften aldığım tat budur desem abartmış olmam. Kaynatma derecesinde sıcak su ile yapılmasından dolayı kafeini kolayca ve hızlıca açığa çıkar. O haşlanmış bakliyat tadı örneğimin nedeni kısmen budur aslında. Suyun sıcaklığı ve demlenme süresi kafeini ve haliyle kahvenin tadını çok etkilemekte. Ortaya çıkan tatda gövde, asidite, aroma unsurları ile kafein kendini diğer türlere nazaran biraz daha fazla hissettirir. Bu nedenle demleme süreleri çok önemli bu hazırlama methodunda. Fiyatları genel oalrak marka&kaliteye göre değişkenlik göstergese de dolar bazlı satışları genellikle 40-150$ arasında değişir (ki bu rakamlara kargo dahil değildir. hassas olması nedeni ile yüksek kargo sürekli görülür bu ekipmanda).

Hario V60 demek yerine "cone drip" demeyi daha uygun bulurum. Zira hario v60 marka&model adı iken methodun dünya genelindeki adı önüne geçiyor. Bu nedenle konik damlama/demleme anlamına çevrilebilecek "cone drip" demek uygun olacaktır. Bu methotta sıcaklık ılık denebilecek bir seviyede. Çok sıcak demlemeler genelde kahvenin aroma, asidite, body unsurlarının hissedilmesinin önüne geçer. Demlemesi syphon'a göre daha kolaydır. Fiyat olarak da syphon'dan çok daha ucuzdur. farklı marka&kaliteye göre bu fiyatlar 5 - 60$ arasında seyreder. Buna bir de +kağıt masrafı çıkar minimum 6$.

Aeropress, pratik bir demleme methodu olarak bilinir. Tabi cone drip kadar pratik olduğunu düşünmem ben. Bu kişisel görüşümdür. Tat olarak espresso - filtre arası bir düzlemde yer alan tada sahip. Ben pek sevmediğim için aeropress deneyimim fazla yoktur. Fiyat olarak 350 kağıtlı seti 25 - 60$ arasında seyreder.

Kalita, Melitta, Bee House, Tanors, Beng, Tiamo vs bir sürü markanın dripperları da kısmen cone drip'e benzer. Bu nedenle onları da cone drip başlığı altında incelemek ve değerlendirmek gerekir. Fakat kimi 3 noktalı, kimi 2 noktalı olan bu dripperlar format açısından da dairesel olmazlar, köşeli veya ovalimsi olurlar genelde. Deliklerin çapına bağlı olarak da demleme süresi Hario'nun V60'sine göre birkaç dakika değişebilir niteliktedir.

Bunların haricinde bir de Nell Drip avr, o da yoğun miktarda kahve ile demlenir. Beni cezbetmediği için pek değerlendirme maksadıyla yapmadım.

Frenchpress ise zaten malum. Söze ne hacet. Başarılı sonuç vermese de ilk göz ağrımızdır.


Öğütüm olarak da şunu belirtmek gereki,
kağıt filtre ile demlenenler kağıt filtre inceğilinde
metal filtre ile demlenenler metal filtre inceliğinde öğütülür genellikle.
Tabi burada öğütme konusu da ince ve ayrıntılı bir konu.
Zira kahvenin öğütüm kalınlığına göre aroma, asidite, kafein çözülme seviyeleri ortaya çıkıyor. O da kahvenin tadını önemli ölçüde etkiliyor.

Woodneck'i de es geçmeyelim,
onda ise flanel bezin kalınlığına göre değişmek üzere kısmen aromatik uçucu nitelikteki yağların bez tarafından emilmesi ise dengeli bir aroma-asidite-gövde unsurlu kahve çıkıyor karşımıza. Tabi burada kahvenin aroma derecesi oldukça önemli. Az aromatik kahveler gövde tadı bırakarak kendini hissettirir, dengeli kahvelerde aroma azalarak kendini hissettirir, yüksek aromalı kahveler de azalan aroma ile kahve dengeli denebilecek bir içime sahip olur.

Bir de vietnam dan meşhur olma bir demleme aparatı var. ama ondan henüz almadım. Onu da alıp deneyince ne olduğu, nasıl sonuçları olduğu hakkında paylaşımda bulunurum.

kbere' Alıntı:

o zaman şöyle bir soru daha sorayım: hani bazen kahvemizi demleyip içiyoruz, demleme için kullandığımız sürahi ise dibinde bir miktar kahve ile kalıyor ve biz ya muhabete dalıyor ya da üşeniyoruz da onu öylece bırakıyoruz. sonra da unutuyoruz. ta ki 2 gün sonra canımız tekrar kahve içmek isteyene kadar. o anda da kurumuş lekeler, daha da kötüsü bakteri oluşumu oluyor. (itiraf edeyim küflenmeyi de gördüm ) işte o zaman sünger şart oluyor. böyle durumlarda suda bekletme ile mi sorunu çözüyoruz?



Herhangi açık renkli bir beze kahveyi değdirsem bile kolayca lekeleniyor ve kötü bir görüntü oluyor. Hatta makinemin etrafını temizlediğim koyu renkli bezlerde bile kahve kendini belli ediyor. Bu bez kahve lekesini tutmuyor mu?

Genişletmek için tıkla ...

Açıkçası ben bir ara yoğun olarak kullandığım mokapot'umda küflenmeyi görmüştüm. Ama yine de deterjan önermem. Sünger olabilir ama yumuşak tarafı olmak koşuluyla. Kahve lekeleri ise uygun zamanlama ile temizlendiğinde sorun olmaz.

Ben cone drip, woodneck yaptığımda genelde anında temizlerim 30 saniye almaz.
Ama muhabbet varsa ortamda birşey diyemem elbette. Ne zaman muhabbet biter de "ahan da bulaşık" diyene kadar.

[MENTION=236]Yirgacheffe[/MENTION] anladığım kadarıyla benim olayım cone drip veya french press. diğer maceralar sıkıntılı olur benim gibi üşengeç vatandaşlar için.

O zaman bir woodneck yaparım birazdan sizin niyetinize de

Öncelikle demleme metodunun teorikte gövde ve aromaya etkisini aşağıdaki grafikte paylaşayım. Gördüğünüz gibi maksimum gövde türk kahvesindeyken maksimum aroma Clover da. Clover sadece Starbuckslarda olduğuna göre ulaşabileceğimiz ekipmanlarda maksimum aroma Chemex de. Belki Chemexin başarısında bunun da etkisi var.

Chemex bu aroma berraklığını kağıdından alıyor ben kağıdı ile denemedim Kone paslanmaz çelik filtre ile kulllanıyorum. Benimkinde gövde de nispeten daha yüksek.

Hario V60 (V60 burada 60 derecelik açıyı ifade ediyor) muadili Tiamo (farklı markanın aynı tip ürünü V60 da cidarda dairesel dönüşlü çizgisel çıkıntı varken Tiamo da düz aşağı iner) da kağıt filtre kullanıyorum. Dolayısıyla gövde daha düşük Aroma daha önde. İkisi ile de içiyorum fakat değirmenim iyi olmadığı için (tchibo dandik el değirmeni) tam verim alamıyorum. Lido 2mi bekliyorum

Şimdilik Chemex+Kone ikilisinin kahvesini daha çok beğeniyorum ama tam karar vermiş değilim hala farklı çeşit kahvelerle değiştirmeli devam ediyorum.

Bu arada bana Chemex Tiamo ya göre daha pratik geliyor nedense. Ama Tiamo da çok fazla demlemedim işin açıkçası, karar vermem için erken aslında.




Sent from my iPad using Tapatalk

Bildiğini üzere benim sade kahveyle aram pek yok, sütlü kahveler içiyorum ama diğer kahveleri de denemeye çalışıyorum. En son chemex içmiştim hışuma gitmemişti, bugünde aeropress içtim. Suyu kahvenin üzerine koyduktan çok kısa bir süre içinde 10 sn aeropress in presine bastı ve bardağa aldı kahveyi barista arkadaş ve kahve bana demlenmemiş ve çok sulu geldi. Aeropress böyle mi yapılıyor, hemen basılıyor mu, çok duru arıması ıldu bunuda beğenmedim.

cdsoft' Alıntı:

Bildiğini üzere benim sade kahveyle aram pek yok, sütlü kahveler içiyorum ama diğer kahveleri de denemeye çalışıyorum. En son chemex içmiştim hışuma gitmemişti, bugünde aeropress içtim. Suyu kahvenin üzerine koyduktan çok kısa bir süre içinde 10 sn aeropress in presine bastı ve bardağa aldı kahveyi barista arkadaş ve kahve bana demlenmemiş ve çok sulu geldi. Aeropress böyle mi yapılıyor, hemen basılıyor mu, çok duru arıması ıldu bunuda beğenmedim.

Genişletmek için tıkla ...

Ben bir buçuk dakika demliyorum. 10 saniye çok az.

SM-N9000Q cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

10 saniyede çevirip kahve demledigini sanan kişiye barista demeyelim. Safi zararmis arkadas

Gerçekten de 10 sn. çok çok azmış. Benim sıcak suyu dökmem 30 saniyeyi geçiyor. Kaldı ki tamamen suyu çok yavaş ekledikten sonra da en az 1 dakika bekliyorum şöyle bir karıştırıp, sonrasında pres işlemine geçiyorum. O nedenle tat alamamış olmanız normal.

Saniye konusu öğütme iriliği ile değişiyor, brew ratio (kahve çekirdeği/su orantısı) ile de değişiyor, su sıcaklığı ile de değişiyor. Ben mesela espresso kalınlığında öğütülmüş 17 gr kahveyi 100 ml su ile hazırladığım zaman 10 sn içinde güzel sonuç alabiliyorum. Su sıcaklığı 85 C ila 80 C arası (kahve çeşidine ve kavurmasına göre) değişiyor.

Ama genelde bu metodu tercih etmiyorum çünkü hem bana biraz soğuk geliyor kahve hemde kahvem hemen bitiyor. Peki ne yapıyorum. French press gibi yapıyorum. Yani 15 gr kahveyi french press iriliğinde öğütüp 240 ml ve 94 C su ile demliyorum. (su dökülürken biraz soğuduğu için suyu 96 C de veriyorum) Demleme süresi total 3,5 dakika ve ilk 30 saniye 40 ml su ile blooming yapıyorum. Normal french press e göre daha güzel kahve alıyorum.


Sent from my iPad using Tapatalk