Biraz da tattan bahsedecek olursak, eğer damağım beni yanıltmıyorsa yıkanmış çekirdeklerde farkını ortaya koyduğunu söylemek mümkün… Yani şöyle ki; natural bir çekirdekte 1zpresso K-Ultra ile farkı yine var ama algılamam zorken, açık kavrum ve yıkanmış çekirdeklerde K-Ultra’da daha asidik ve içimi zor bir fincanlar sunabilirken (çavuş bizi andı); Philos’ta asiditeye tatlılık eşlik ediyor, aromalar daha belirgin hale geliyor; yani filtre anlamında tatlılık ranjı da geniş… Grizzly’nin Mango isminde bir espresso çekirdeği vardı, mango aromasını çok net olarak iletmişti. Portakal, şeftali, kayısı,çilek notaları genelde bu değirmenle net alınıyor.
Tüm filtre demlemeleri için kullanılabilir; dünyanın en iyi filtre değirmeni değil, ama çekirdeğin genel karakteristiğini ve tadını; özellikle de yıkanmışsa ortaya çıkarmakta mahir… Dünyanın en iyi espresso değirmeni de değil tabii ki… Nitekim bıçakları bunun için tasarlanmamış; yani en iyi filtre ya da espresso değirmeni olmak için değil de her ikisini de oldukça iyi yapmak için tasarlanmış. Philos’u standart espresso bıçağıyla alır ya da montajlarsanız daha şurupsu ve gövdeli sonuçlar almak mümkün diye düşünüyorum. Ama bunu yapacaksanız; piyasada daha makul fiyatlı ürünler bulunuyor, single dose kısmından vazgeçerek bunları denemek daha akıllıca olabilir. ORO, Specialita gibi… Ama bu değirmenlerle de filtre demleyemezsiniz. Öyle yani…
Bu bıçağın temiz bir tat verdiği ve gövdeyi düşürdüğü doğru… Birkaç gündür Kinu ile karşılaştırma yapıyorum aynı çekirdek özelinde… Denediğim çekirdek ise Standout’un Anoxic adlı hoş kokulu çekirdeği… Bitmek üzere, sanırım son bir doz kaldı. Kinu’da daha gövdeli, daha yuvarlak, daha tatlı ve Philos’ta daha sulu, daha düşük gövdeli, yine tatlı ama bi tık daha asidik ve aromatik çıkıyor. Her ikisi de kahvesever için keyifli… (Not: K-Ultra ile denemedim.)
Filtre-espresso geçişleri muazzam... Çoğu değirmende filtreden espressoya geçerken ilk shotta muhakkak sorun yaşarsınız, bunda yaşamıyorsunuz. Herhangi bir temizlik filan yapmadıysanız filtre öğütümden sonra, espressoda çekirdeği kalibre ettiğiniz yere getiriyor ve aynı shotu alıyorsunuz. Bu benim için çok lüks bir deneyim oldu. Sırf bunun için bir ara Niche Zero kovalamıştım.
Klasik İtalyan kavrum denemek istedim; taze İtalyan yoktu, ben de Boxx blendler için yorum yapacağım. Kinu ile şurupsu, ağdalı, tatlı çıkan fincanlarda, Philos fındık-kakao aromalarını bariz olarak sundu. Tabi gövde düşük kaldı; çekirdeğin kavrulma amacına uygun bir çıktıyı Kinu kadar vermedi. Nitekim bu kavrumlar bize yoğun, şurupsu kıvam, eşlik eden çikolata ve fındık notaları sunmak için varlar. Philos İtalyan koyu kavrumlar için kullanılabilir, bunun da hakkından gelir. Ama zamanı ve bilek gücü olanlar için klasik koyu kavrumda Kinu’yu tavsiye ederim. Ama ben çoğu zaman Kinu değil yine Philos kullandım; çünkü elektrikli…
Açık kavrum, filtre kavrum çekirdeklerin espresso öğütümünde bıçağın SSP MP’ye benzemesinden yani düşük toz üretiminden olsa gerek; düz inen sepetlerde kanallanma yapabiliyor. Bazen hiç yapmıyor; bazen de herşeyi doğru yaptım sanarken bir bakıyorsunuz köşeden fıcıttırıyor. Bu genelde düz inen sepetlerde köşeden oluyor ve aklıma gelen tek şey bu sepetlerde daha geniş bir tamperle daha iyi tamp yapmak gerektiği… Evet; açık kavrum çekirdeklerle espresso yapacaksanız, sağlam bir tamp gerekiyor. Her noktaya basabilen; tercihen 58.5 boyutunda bir tamper… Çünkü bu değirmen tozsuz öğütüyor ve benzer boyuttaki partiküller arasındaki mesafeyi olabildiğince daraltmak gerekiyor. Aynı çekirdeği aynı düz inen sepetle, Kinu ile karşılıklı denerken Philos’ta daha fazla kanallanma yaşadım. Tada olumsuz bir etkisi vardır elbette; ama benim hissedeceğim oranda olmadı. Lavaboya dökülen bir shot olmadı karşılıklı denemelerde, çünkü çekirdek genel olarak güzeldi. Ek olarak; konik inen sepetlerde ise kanallanma yapmıyor. Geniş tamper almam gerek. Hoşgeldin masraf bebek...
Filtre demlemelerde hiç tıkanma yaşamadım. Tabi bu biraz da TH-3 filtreyle ilgili ama yatak da tozsuz genel olarak. İnceye gidildiğinde de süre uzuyor ama çamurlaşmıyor. İlk aldığım dönemde demlediğim filtreler aromatik ama bir miktar kuru çıkıyordu ya ağzım alıştı ya da kuruluk gitti. Çekirdek kuruluk bırakır gibi olduğunda bir sonraki demlememi K-Ultra ile yaptığımda onda da aynı kuruluğu aldığım çekirdekler oldu. Çekirdekleri hatırlamıyorum; ama değirmenin size ve çekirdeklerinize, sizin de değirmene alışma süreniz var, bu da ortalama 5 kiloluk bir öğütümü ne kadar zamanda yapacağınıza bağlı… Evet, zamanla tat daha iyi oldu ya da ben alıştım. Ama dediğim gibi Philos’a adapte olmamak için biri filtrede biri espressoda kendini kanıtlamış iki el değirmeniyle beraber ilerliyorum. Açıkçası bunu da forum içi paylaşım için yapıyorum; nitekim elektrikli değirmenden sonra manuel değirmen insanı gerçekten yoruyor. Kızlarım soruyor, “Baba bunlarla öğüteceksen bunu niye aldın?
” diye… Haklılar… Muhtemelen yakında onları satarım; gerçi 5 ay önce de öyle demiştim ama bazı eşyalarla duygusal bağ kuruyorum, vedalaşmak zor oluyor.
Olumsuz denebilecek yanları:
- Açık kavrumlarda ince öğütüm düz inen sepetlerde bazen kanallanma yapıyor.
- Filtre demlemelerde ilk etapta kuruluk yapıyor.
- Dozaj kabının tabana temas eden yerinde kılcal çizikler oluyor.
- Türkiye’de yüksek bir fiyata satılıyor.
Netice itibarıyla, açık kavrum modern espressolarınızda berrak tatlar, tatlı asiditeler arıyorsanız Philos sizin için uygun bir seçenek olabilir. Çoğumuz filtre için elektrikli değirmen kullanmıyoruz; kullananlar var, onlar bir tarafa ama niyetlenenler için bu değirmeni bu fiyatıyla önermek akıllıca olmaz. Çünkü diğer seçenekler P/F oranı daha yüksek seçenekler olacak. Ode Gen, Eureka’nın filtre bıçaklı makineleri gibi… Philos, çoğunlukla espresso, sıklıkla da filtre içen kahvesever değirmeni… 10 demlemenin 6’sını espresso olarak yapıyorsanız ve V60, filtre kahve makinesi kullanımınız da varsa ömürlük bir seçenek gibi duruyor. En azından benim için…