TAM OTOMATİKLER (SUPER-AUTOMATICS)
Bu cihazlar genelde elektronik olarak en gelişmiş modellerdir. Hemen tamamı bütünleşik çekirdek öğütücü içerir. Yeni nesil pek çok model yine bütünleşik otomatik süt köpürtme fonksiyonuna sahiptir. Bu makinalar en az zahmet ile tatminkâr kahve lezzeti yakalayabileceğiniz ve bütünleşik süt köpürtme fonksiyonu sayesinde yine zahmetsizce latter ve cappuccinolar yapabileceğiniz cihazlardır. En büyük avantajları da bu zahmetsizlik üzerine kuruludur. Çoğunda tek bir tuşa basarak 4-5 farklı içeceği ard arda hazırlamak mümkündür ( espresso, latte, cappuccino, lungo, ristretto vs). Bu cihazları kullanmak için kahve hazırlamaya yönelik teknik bilgi ihtiyacı minimumdur. Cihaz kendisi gerekli miktarda çekirdeği öğütür, gerekli basıncı uygular, Uygun miktarda suyu uygun sıcaklıkta ve sürede çekilmiş kahveden geçirir, size sadece arada sırada makinaya çekirdek/su/süt eklemek ve temizliğini yapmak kalır.
Dezavantajlara gelirsek, bu sınıf cihazların ucuz olmadığı aşikâr. Tam otomatiklerin giriş seviyesi 1.000 usd civarında olup, high-end modeller 3.000 usd lere kadar çıkmaktadır. Bir başka dezavantaj, yukarıda gizli aslında, but tip makinalarda yakalayacağınız kahve lezzeti ancak tatminkâr olacaktır. Daha somut olarak ifade etmek gerekirse, starbucksta içebileceğiniz kadar lezzetli olacaktır ancak. Bunun sebepleri ise, kahvenin lezzetine katkı yapacak bütün değişkenlerin makina tarafından kontrol ediliyor olmasında gizli. bu makinaların fabrika ayarları en jenerik, ortalama tipteki kahve çekirdeklerine göre yapılır. Hâlbuki ki kahve, içindeki lezzetleri çıkarmak konusunda çok hassasiyet ister ve farklı orijinden gelen çekirdekler farklı muamele isterler ( farklı su sıcaklığı, vs ). Bu makinalarda bu tip hassas ayarları yapmak mümkün olmamakta. Lezzetin tatminkar seviyesinde kalmasındaki bir başka sebep ise bütünleşik olarak gelen öğütücü ile alakalı. Şu ana kadar hiç bahsetmedik ama hızlıca söyleyip geçeceğim, her kim ki en lezzetli kahvenin peşinden gitmek istiyor, espresso makinasını filan bırakıp öncelikle adam akıllı, parasının yettiği en iyi değirmeni alsın. Bardaktaki içeceğin lezzetine en büyük etkiyi espresso makinası değil, kahve değirmeni yapar çünkü. Konuya geri dönelim, tam otomatiklerin içindeki öğütücüler, dizaynları gereği, mükemmel bir öğütme sağlayamazlar. Bu yüzden kahvenin tadı en iyi ihtimalle tatminkar seviyede kalacaktır.
Son olarak, tam otomatik makinaların bir başka dezavantajı, çok hassas ve bozulmaya yatkın cihazlar olmalarıdır. Bu sınıf makinalarda ne kadar high-end marka tercih ederseniz edin (örneğin jura) cihazın arıza çıkarması olasılığı oldukça yüksektir. Bunda en büyük sebep birçok şeyi bir arada yapmaya çalışıyor olmaları ve dışarıdan her ne kadar parlak kromajlı, çelik kasalı görünseler de, içlerindeki çalışan aksamın aslında plastikten mamul olmasıdır. Üst üste fazla kullanım sevmezler, yağlı çekirdek sevmezler, sert su sevmezler vs vs. bu yüzden bu sınıfta bir cihaz tercihi yapacak olan kullanıcının mutlaka ama mutlaka satış sonrası(garanti, makam/onarım vs) koşulları göz önüne alarak tercih yapması gerekir.