Açılın açılın Pislik geldi...
Sonunda arıtıcımın musluğundan su içebiliyorum. Ortalığı biraz savaş alanına çevirdim amma bunun sorumlusu ben değilim. Bu ülkede işini doğru düzgün yapanların sayısı baya baya azalmış. Tezgah faüllü, musluk (arıtıcı musluğu bir olanlardan almıştım) faüllü, altta kullantığım filtreli taharet musluklarının ikisi (sıfır olmalarına karşın) faullü. Öyle olunca 3 saatlik iş 2 gün sürdü
{linç mode on}
{begin}
Şu arıtma piyasası var ya, tam bir çakal yatağı (demiştim öncesinde de biyerlerde) 13 sene oluyor şu filtreleme, arıtma ile ilgili bilgileri tırtıklama işine başlamam. Öncesinde ise (yıl 1986) bu günün belki 20 belki 50binine "kitledikleri" filtreleri paslanmaz tüpler içine akuple edilmiş 3 aşamalı on-line su arıtıcı ile geçirilen 20 yıl. Tetenekli babamın, cihazı almadan önce, musluk suyunu ve cihazdan çıkan suyu Hıfsısıhha'ya götürüp tahlil ettirişini, bunu yaparken de 2 değil 6 örnek alıp 2 örnekte doğru 4 örnekte karışık ve farklı etiketleme yapışını, tüm örneklerde musluk suyunun ve arıtmanın sınıfı geçtiğini, olmayan kuyu sularının kaldığını (biri musluk, biri arıtma idi gerçekte) hatırlar ve gülerim ara ara.
Evet zaman makinasına bindik ve tekrar günümüze geldik. Yardırmaya başlayalım;
Hani şu NSF mesefe hikayeleri var ya, "herhangi bir yer"den alışveriş yaparsanız o sertifikanın/etiketin çakma olma olasığı baya sağlam. Mahalle aralarında bile arıtmacı türedi. Ağğbi bizim malla nesefeee li. Hee, köşedeki matbaada bastırmıyon mu sen kutuları ve sertifikaları???
Bu piyasadaki aktörler (peyy lafa baaak) x3-x10 arası marjlarla çalışmaktalar. Marjı düşük maalle arası vurkaççılarının ayakta kalabilmek için noname kompanentler ile cihaz topladıkladıkları ve markasız olarak sattıklarını, kimilerinin de çakma marka etiketi hazırladığını öğrendiğimde baya şaşırmıştım. Yav altı üstü filtre, altı üstü housing, bunun çakması mı olur? Oluyormuş. Lazerli (hani şu ışığa tutup oraya buraya çevirince capon umumhanesi gibi ışıldayan) etiketle sertifika bastıran bile gördüm Yıl: 2005 ya da 2006. Yer: Topkapı TİM2. Aynı koridorda dolar basan gestetnerciyi basmışlardı. Hahaha.
O sebeple cihaz alacaksanız ya da toplayacaksanız, satınalma yapacağınız yerin kaç vakittir orada olduğuna ve topladıkları zımbırtıda ne kullandıklarına dikkat edin. Piyasada yerli üretim housingler falan dolanmakta ve kimilerinde kırma/dönüşüm plastik kullanıldığı söyleniyor. Şeffaf kısımlarındaki BPA riski unutulmamalı örneğin. Fittingslerle ilgili sorun olduğunu düşünmüyorum, onlar ithal. Gümrüğün işini bir parça iyi yaptığını umalım bu noktada da. O yüzden ithallere, özellikle taiwan mallarına biraz daha sıcak bakanlardanım. Ama işini hakkıyla yapan az sayıdaki yerlilerden bulursanız ve güveniniz varsa, elbette seçim sizin. Bu işin sıfır noktası Necatibey caddesi idi bir zamanlar, şimdi her yere yayıldılar.
Gelelim filtrelere:
Pre filtreler: Bu arkadaşlar RO'nun korumaları. Witni aplamızın etrafında pervane olan Kevın ağbiler. Geyik bir yana, RO yükünü azaltmak ve ömrünü arttırmak için şart. Kişisel görüşüm in line filtre kullanmamak. Ömürleri 10" housinglerde kullanılan filtrelere göre yarı yarıya az. Yoğ öğle bi şe diyen arıtmacının yanından hızla kaçın. O yüzden kendi cihazımda 3 adet 10" housing kullandım. Ayrıca ucuz, işi bitince sadece filtre değişir, inline'lardaki gibi komple atılıp yenisi takılmaz. İlki 5'lik spun, yani sediment, ki bu arkadaş sudaki çamuru, mili, çöpü çomağı süzüyor, sonraki ikisi (biri gac, diğeri blok) karbon. Bunlar da kalan organik bileşiklerin ya da ne bileyim suda iyonlaşmadan çözünen kimyasalların (aklıma şeker geldi, var mı başka...?)) işini bitiriyor. RO'ya da kalan iyonların işini bitiriyor. Param çok, fantağzi de yaparım kariyer de derseniz başka filtreler de ekleyebilirsiniz ama bi yerden sonra gereksiz olacaktır. Ha ne olur, su gerçekten rezilse, kum falan geliyorsa 1 yıkanabilir tortu, 1 tane 5mikron, 1 tane 10 mikron ve peşine karbonlar şeklinde bir kombo yaparsınız. Size, hayal gücünüe kalmış.
Bu zamazingonun kalbi RO filtre. Eh, hepimiz mutabıkız zati bu noktada. RO filtre zaten bildiğim kadarı ile burada üretilmiyor. Tek söyleyebileceğim, LG etiketli ürünlerden uzak durun çünkü LG RO üretmiyor. Orta karar bir mala LG etiketi basıp 5 katı fiyatına yaslıyorlar. İlginçtir "eh işte" kalitede RO ile en kaliteli pahalı denen mal arasında TDS öyle aman aman oynamamakta. Biri 10 iken diğeri taş çatlasa 20-25 değerini verir ham suda. E über dandik bir RO kullanırsanız 50 gibi değerler de görürsünüz ama üstü olmaz pek. Bakmayın siz youtube videolarına, adam mal satmak için video yapmış. Su basıncı ile oynasa değer değişecek, atık kısıcı ayarını kurcalasa değer değişecek falan fistan. Ha illa markalı, üst düzey bi şey olsun derseniz bildiğimiz DuPond üretimleri var erişilebilir olanından. Alın DuPond üretimi markalardan birini, 2 sene kafanız rahat olsun. Uçuk kaçık fiyata satılan amarıgan mallarına yürümeyin. Paranıza yazık.
RO'dan su çıktı mı, heh işte buyrun size ham su. Bu su içilir mi? İÇİLİR. Çatır çatır içilir. Ama içmeyin. Lezzetsiz, yavan, boş. 2 sene kavanozda beklemiş kave içiyonuz mu? Öyle işte tatsız tuzsuz, damağımızın alışık olmadığı bir su. Girmeyin öyle gereksiz fantazilere. Tatlandırmak gerek bu mereti canım. Bunu da post filtreler yapar.
Post Filtreler: Çeşit çeşit, şekil şekil, seç beğen al haanıııım. Alkali vaar, detox vaaar, botox vaaaar, iyonize infrared vaaaar, gak var guk var.
Ben sadece 1 adet inline post coconut carbon kullandım. Yeter. Gayet de içilebilir lezette su elde edilmesini sağlamakta. Tabi burada kilit bir soru var: Kime göre içilebilir lezzette: Elbette ki bizim aileye göre. Siz beğenmeyebilirsiniz. Çok normal. O yüzden de zibilyon çeşit mineral filtre var. Hangisini kullanmalıyım sorusunun yanıtı yok. Hangi kave çekirdeğini sevmeliyim gibi bir soru olur bu. Deneyin görün. Tek post karbonla başlayın, birer birer ekleyin. Altı üstü en babası 100-200 tl. Dışarıda bi kaveye 300-500 vermeyi biliyorsunuz, alın bu filtrelerden takın deneyin, beğenmezseniz sökün. Sökü takı da çok kolay. Artık quick fittings denilen bir olay var, takarken boruyu ittir, çıkarırken halkayı geri çek, boruyu çıkar, bu kaa. 1er adet 1/4 quick t ve vana ile her filtreden sonra çıkış alabilir, tad değişimini gözlemleyebilirsiniz.
Evet linç başlasın:
Alkali filtre çok önemliymiş, alkali su içmeliymişiz, kanın da pe haşı 7 nokta küsür küsürmüş gak guk cak cuk... Heee, yersen. Yav yapmayın etmeyin, PH değeri 1,5-3,5 arası dolanan bi mekana 7 küsür PH'lı (hani de ki 8) suyu yollasan ne yollamasan ne. En fazla geğirirsin, ha geğirmezsen o gaz fırat polat ve katotopark olarak başka yerinden çıkar. Düşmeyin bu tuzağa. Kanmayın bu çakallara. Detox var bir de. Pek gülerim. Evrim ağacının "detox saçmalığı" videosunu öneririm. Ouvvv, mineral filtre de çok önemli bak. Gemükler gelişecek falan. Dii mi yaaa? Yutmayın bu yemleri, çakal arıtmacıların uydurmaları bunlar. Sağlıklı bir yetişkinin 4-6 gram arası günlük mineral ihtiyacı vardır, inanmayan araştırsın. Bunun yarısını içtiğin sudan almaya kalksan gene bi 10-15 litre su içmen gerekir yahu. Bünyenin günlük mineral ihtiyacı sudan değil, besinlerden karşılanır arkadaşlar. Suyun çok ufak bir desteği olabilir anca. Antioksidan filtre, aboowww, her eve lazım, öyle bi filtre ki, soluduğun oksijeni bloke eder, solungaç çıkarttırır. Atlantisten gelen adam olursun var ya. (var mı o diziyi hatırlayan)
{end}
{linç mode off}
Bunun/bunların tek istisnası, yukarıda maytap geçtiğim filtrelerin çıkardığı suyun tadını beğenmektir. Bu post filtre(ler) eklendiğinde çıkan suyun tadı hoşuma gidiyor diyenlere "eyvallah ablacım/abicim, saygılar" der susarım. Sonuçta zevk meselesi.
Diğer kompanentler: Fittigs, FLow, shutoff valve, tank, motor, UV filtre (lab işletmiyor ya da foseptik yakını kuyudan su almıyorsanız pek gerekmez) gibi gibi oyuncaklar diğer eğlenceli parçaları oluşturur.
Ev tipi RO sistemlerin dışında millete endüstriyel diye yasladıkları, sadece pre housinleri 20" olan ve RO kapasitesi görece yüksek cihazlar var ki, onların da bu konuda döndürülen geyikten farkı yok.
Ve son olarak: Bulunduğunuz yerdeki şebekeden verilen suyun kalitesi size göre iyiyse ve yalnızca sıhhi konularda tedirginliğiniz varsa, başka bir mesajda ultrafiltre geyiği yaparım. Çok çokomelli bi kardeşimizdir. RO gibi kıyım yapıp ne var ne yok icabına bakmaz. İyonları geçirir, virüsler dahil kalan her şey süzülür. Ters yıkamalıdır, işi bitti değiştir at olayı yoktur. Bi kusuru var: sağlam fiyatlıdır.
Bol kahveli günler.
Sonunda arıtıcımın musluğundan su içebiliyorum. Ortalığı biraz savaş alanına çevirdim amma bunun sorumlusu ben değilim. Bu ülkede işini doğru düzgün yapanların sayısı baya baya azalmış. Tezgah faüllü, musluk (arıtıcı musluğu bir olanlardan almıştım) faüllü, altta kullantığım filtreli taharet musluklarının ikisi (sıfır olmalarına karşın) faullü. Öyle olunca 3 saatlik iş 2 gün sürdü
{linç mode on}
{begin}
Şu arıtma piyasası var ya, tam bir çakal yatağı (demiştim öncesinde de biyerlerde) 13 sene oluyor şu filtreleme, arıtma ile ilgili bilgileri tırtıklama işine başlamam. Öncesinde ise (yıl 1986) bu günün belki 20 belki 50binine "kitledikleri" filtreleri paslanmaz tüpler içine akuple edilmiş 3 aşamalı on-line su arıtıcı ile geçirilen 20 yıl. Tetenekli babamın, cihazı almadan önce, musluk suyunu ve cihazdan çıkan suyu Hıfsısıhha'ya götürüp tahlil ettirişini, bunu yaparken de 2 değil 6 örnek alıp 2 örnekte doğru 4 örnekte karışık ve farklı etiketleme yapışını, tüm örneklerde musluk suyunun ve arıtmanın sınıfı geçtiğini, olmayan kuyu sularının kaldığını (biri musluk, biri arıtma idi gerçekte) hatırlar ve gülerim ara ara.
Evet zaman makinasına bindik ve tekrar günümüze geldik. Yardırmaya başlayalım;
Hani şu NSF mesefe hikayeleri var ya, "herhangi bir yer"den alışveriş yaparsanız o sertifikanın/etiketin çakma olma olasığı baya sağlam. Mahalle aralarında bile arıtmacı türedi. Ağğbi bizim malla nesefeee li. Hee, köşedeki matbaada bastırmıyon mu sen kutuları ve sertifikaları???
Bu piyasadaki aktörler (peyy lafa baaak) x3-x10 arası marjlarla çalışmaktalar. Marjı düşük maalle arası vurkaççılarının ayakta kalabilmek için noname kompanentler ile cihaz topladıkladıkları ve markasız olarak sattıklarını, kimilerinin de çakma marka etiketi hazırladığını öğrendiğimde baya şaşırmıştım. Yav altı üstü filtre, altı üstü housing, bunun çakması mı olur? Oluyormuş. Lazerli (hani şu ışığa tutup oraya buraya çevirince capon umumhanesi gibi ışıldayan) etiketle sertifika bastıran bile gördüm Yıl: 2005 ya da 2006. Yer: Topkapı TİM2. Aynı koridorda dolar basan gestetnerciyi basmışlardı. Hahaha.
O sebeple cihaz alacaksanız ya da toplayacaksanız, satınalma yapacağınız yerin kaç vakittir orada olduğuna ve topladıkları zımbırtıda ne kullandıklarına dikkat edin. Piyasada yerli üretim housingler falan dolanmakta ve kimilerinde kırma/dönüşüm plastik kullanıldığı söyleniyor. Şeffaf kısımlarındaki BPA riski unutulmamalı örneğin. Fittingslerle ilgili sorun olduğunu düşünmüyorum, onlar ithal. Gümrüğün işini bir parça iyi yaptığını umalım bu noktada da. O yüzden ithallere, özellikle taiwan mallarına biraz daha sıcak bakanlardanım. Ama işini hakkıyla yapan az sayıdaki yerlilerden bulursanız ve güveniniz varsa, elbette seçim sizin. Bu işin sıfır noktası Necatibey caddesi idi bir zamanlar, şimdi her yere yayıldılar.
Gelelim filtrelere:
Pre filtreler: Bu arkadaşlar RO'nun korumaları. Witni aplamızın etrafında pervane olan Kevın ağbiler. Geyik bir yana, RO yükünü azaltmak ve ömrünü arttırmak için şart. Kişisel görüşüm in line filtre kullanmamak. Ömürleri 10" housinglerde kullanılan filtrelere göre yarı yarıya az. Yoğ öğle bi şe diyen arıtmacının yanından hızla kaçın. O yüzden kendi cihazımda 3 adet 10" housing kullandım. Ayrıca ucuz, işi bitince sadece filtre değişir, inline'lardaki gibi komple atılıp yenisi takılmaz. İlki 5'lik spun, yani sediment, ki bu arkadaş sudaki çamuru, mili, çöpü çomağı süzüyor, sonraki ikisi (biri gac, diğeri blok) karbon. Bunlar da kalan organik bileşiklerin ya da ne bileyim suda iyonlaşmadan çözünen kimyasalların (aklıma şeker geldi, var mı başka...?)) işini bitiriyor. RO'ya da kalan iyonların işini bitiriyor. Param çok, fantağzi de yaparım kariyer de derseniz başka filtreler de ekleyebilirsiniz ama bi yerden sonra gereksiz olacaktır. Ha ne olur, su gerçekten rezilse, kum falan geliyorsa 1 yıkanabilir tortu, 1 tane 5mikron, 1 tane 10 mikron ve peşine karbonlar şeklinde bir kombo yaparsınız. Size, hayal gücünüe kalmış.
Bu zamazingonun kalbi RO filtre. Eh, hepimiz mutabıkız zati bu noktada. RO filtre zaten bildiğim kadarı ile burada üretilmiyor. Tek söyleyebileceğim, LG etiketli ürünlerden uzak durun çünkü LG RO üretmiyor. Orta karar bir mala LG etiketi basıp 5 katı fiyatına yaslıyorlar. İlginçtir "eh işte" kalitede RO ile en kaliteli pahalı denen mal arasında TDS öyle aman aman oynamamakta. Biri 10 iken diğeri taş çatlasa 20-25 değerini verir ham suda. E über dandik bir RO kullanırsanız 50 gibi değerler de görürsünüz ama üstü olmaz pek. Bakmayın siz youtube videolarına, adam mal satmak için video yapmış. Su basıncı ile oynasa değer değişecek, atık kısıcı ayarını kurcalasa değer değişecek falan fistan. Ha illa markalı, üst düzey bi şey olsun derseniz bildiğimiz DuPond üretimleri var erişilebilir olanından. Alın DuPond üretimi markalardan birini, 2 sene kafanız rahat olsun. Uçuk kaçık fiyata satılan amarıgan mallarına yürümeyin. Paranıza yazık.
RO'dan su çıktı mı, heh işte buyrun size ham su. Bu su içilir mi? İÇİLİR. Çatır çatır içilir. Ama içmeyin. Lezzetsiz, yavan, boş. 2 sene kavanozda beklemiş kave içiyonuz mu? Öyle işte tatsız tuzsuz, damağımızın alışık olmadığı bir su. Girmeyin öyle gereksiz fantazilere. Tatlandırmak gerek bu mereti canım. Bunu da post filtreler yapar.
Post Filtreler: Çeşit çeşit, şekil şekil, seç beğen al haanıııım. Alkali vaar, detox vaaar, botox vaaaar, iyonize infrared vaaaar, gak var guk var.
Ben sadece 1 adet inline post coconut carbon kullandım. Yeter. Gayet de içilebilir lezette su elde edilmesini sağlamakta. Tabi burada kilit bir soru var: Kime göre içilebilir lezzette: Elbette ki bizim aileye göre. Siz beğenmeyebilirsiniz. Çok normal. O yüzden de zibilyon çeşit mineral filtre var. Hangisini kullanmalıyım sorusunun yanıtı yok. Hangi kave çekirdeğini sevmeliyim gibi bir soru olur bu. Deneyin görün. Tek post karbonla başlayın, birer birer ekleyin. Altı üstü en babası 100-200 tl. Dışarıda bi kaveye 300-500 vermeyi biliyorsunuz, alın bu filtrelerden takın deneyin, beğenmezseniz sökün. Sökü takı da çok kolay. Artık quick fittings denilen bir olay var, takarken boruyu ittir, çıkarırken halkayı geri çek, boruyu çıkar, bu kaa. 1er adet 1/4 quick t ve vana ile her filtreden sonra çıkış alabilir, tad değişimini gözlemleyebilirsiniz.
Evet linç başlasın:
Alkali filtre çok önemliymiş, alkali su içmeliymişiz, kanın da pe haşı 7 nokta küsür küsürmüş gak guk cak cuk... Heee, yersen. Yav yapmayın etmeyin, PH değeri 1,5-3,5 arası dolanan bi mekana 7 küsür PH'lı (hani de ki 8) suyu yollasan ne yollamasan ne. En fazla geğirirsin, ha geğirmezsen o gaz fırat polat ve katotopark olarak başka yerinden çıkar. Düşmeyin bu tuzağa. Kanmayın bu çakallara. Detox var bir de. Pek gülerim. Evrim ağacının "detox saçmalığı" videosunu öneririm. Ouvvv, mineral filtre de çok önemli bak. Gemükler gelişecek falan. Dii mi yaaa? Yutmayın bu yemleri, çakal arıtmacıların uydurmaları bunlar. Sağlıklı bir yetişkinin 4-6 gram arası günlük mineral ihtiyacı vardır, inanmayan araştırsın. Bunun yarısını içtiğin sudan almaya kalksan gene bi 10-15 litre su içmen gerekir yahu. Bünyenin günlük mineral ihtiyacı sudan değil, besinlerden karşılanır arkadaşlar. Suyun çok ufak bir desteği olabilir anca. Antioksidan filtre, aboowww, her eve lazım, öyle bi filtre ki, soluduğun oksijeni bloke eder, solungaç çıkarttırır. Atlantisten gelen adam olursun var ya. (var mı o diziyi hatırlayan)
{end}
{linç mode off}
Bunun/bunların tek istisnası, yukarıda maytap geçtiğim filtrelerin çıkardığı suyun tadını beğenmektir. Bu post filtre(ler) eklendiğinde çıkan suyun tadı hoşuma gidiyor diyenlere "eyvallah ablacım/abicim, saygılar" der susarım. Sonuçta zevk meselesi.
Diğer kompanentler: Fittigs, FLow, shutoff valve, tank, motor, UV filtre (lab işletmiyor ya da foseptik yakını kuyudan su almıyorsanız pek gerekmez) gibi gibi oyuncaklar diğer eğlenceli parçaları oluşturur.
Ev tipi RO sistemlerin dışında millete endüstriyel diye yasladıkları, sadece pre housinleri 20" olan ve RO kapasitesi görece yüksek cihazlar var ki, onların da bu konuda döndürülen geyikten farkı yok.
Ve son olarak: Bulunduğunuz yerdeki şebekeden verilen suyun kalitesi size göre iyiyse ve yalnızca sıhhi konularda tedirginliğiniz varsa, başka bir mesajda ultrafiltre geyiği yaparım. Çok çokomelli bi kardeşimizdir. RO gibi kıyım yapıp ne var ne yok icabına bakmaz. İyonları geçirir, virüsler dahil kalan her şey süzülür. Ters yıkamalıdır, işi bitti değiştir at olayı yoktur. Bi kusuru var: sağlam fiyatlıdır.
Bol kahveli günler.