Yakın zamanda biryerde okumuştum, beynimizde üretilen adenozin molekülleri adenozin reseptörlerine bağlanarak yorgunluk, uyuşukluk ve uyku yapıyor ama kafein vücuda girince, kafein adenozini bloke ederek reseptörlere kendisi yerleşiyor. Tabi bu sırada beyin olağan prosedürüne devam ederek adenozin üretmeye devam ediyor (uyanınca üretim standart olarak başlıyor zaten) ve adenozin miktarı fazlalaşıyor. Kafein etkisi geçince de normalden fazla miktarda adenozin, reseptörlere tutunarak aşırı yorgunluk ve uyku yapıyor.
Bunun dışında kahve daha fazla idrar üretimine sebep olarak vücuttaki su miktarını azaltıyor ve vücuda ek iş yaptırtıyor. Bu da yine uyuşukluğa sebep olan bir durum.
Yapılan bir araştırmaya göre de kahve içip 15 dk içinde kısa süreli bir kestirme uykusu ile çok daha zinde uyanıyormuşsunuz. Sebebide yine yukarıda belirttiğim durum. Uyuduğunuz için vücut ürettiği adenozini atıyor ve uyanana kadar da üretmiyor, bu durumda kısa süreli uykudan uyanınca kafein etkisi azalsa dahi sabah uyanmış gibi daha enerjik oluyorsunuz.
Artık kahvenin beni uyandırdığı zamanı hatırlamıyorum ve içer uyurum. Vücut toleransı artıyor. Sizin durum gerçi bunlardan biraz farklı. Türk kahvesi ile french press yada filtre karşılaştırması yaparsak, kahve türk kahvesinde daha ince öğütüldüğü için suda kafeinin zamana bağlı çözünümü çok daha fazla olacaktır. Türk kahvesi demleme süresi de 1 dakikanın üstünde dersek kafein yeterince suda çözünmüş olur. Ama türk kahvesinde kahve miktarı diğer yöntemlerden daha az bu da daha az kafein demek. Türk kahvesinde volumetrik miktar da çok daha az ve kafeinin tamamının vücuda girişi ve etkisi de çok daha çabuk olacaktır. Belkide
@Horizon dediği gibi filtre yaparken ekstraksiyon yeterli değil. Süre kısa, sıcaklık az, kalın öğütüm, fazla su gibi sebepler olabilir. Ama bunların hepsinde bile yinede kafein alıyorsunuz
. Doktora sormak şart.