MasterBarista
Yeni Kahvesever
- Katılım
- 24 Nis 2012
Yarışmalarla ilgili aslında çok fazla detay var, teknik hakemler konusunda her ne kadar her şey "Objektif" ise de, tat hakemlerin değerlendirmeleri %50 objektif, %50 subjektif oluyor. Yani %50 "gözlemleyerek, doğru veya yanlış diyebiliyorlar veya seyirci de bunu tespit edebiliyor, kontrol edebiliyor, ancak %50'si o tat hakeminin "damak tadına" göre olduğunu düşünürsek, kontrol mekanizması "seyirci veya yarışmacı" açısından çok zor.
2 adet teknik hakemin puanları toplamı, yarışmacının alabileceği maksimum puanın %17,5'i kadar etki ediyor. Yani %82,5'i tat hakemlerin vereceği puanlarla ilgili.
Tatsal hakemin Objektif değerlendirmeleri :
- Espresso ve Cappuccino'da krema'nın rengi ve dayanıklılığı (persistence)
- Marka içeceğinin görseli, yapılış şekli
- Yarışmacının kıyafeti, hijyenik çalışması, konuşması, hareketlerinde akıcılık, sunduğu kahve hakkındaki bilgisi.
Tatsal hakemin Subjektif değerlendirmeleri :
- Kahvenin tadı (tactile balance ve taste)
- kahvenin baristanın söyledikleri ile "uyumu"
- Cappuccino'nun sıcaklığı
- Marka içecekte: espresso ile konulan ürünler arasındaki sinerji (uyum)
- Barista'nın sunumundan etkilenme
Şu anda hakem kağıdından hatırladığım kadarı bunlardır. Subjektif değerlendirmelerde eğer ingilizceniz yeterli değil ise, "baristanın söyledikleri ile uyumu" ve "barista'nın sunumundan etkilenme" konusunda sıkıntı yaşıyoruz.
Eğer sunum boyunca konuşmakta sorun yaşarsanız, toplam puan üzerinden yaklaşık olarak %15 civarında bir puan kaybına ulaşırsınız. Yani 100-120 puan arasında bir kesinti.
Emre'nin sunumunda ingilizcede eksiklikler vardı evet, kendisi de bunun farkında, bir de 15:00 dakikayı geçirdiğinizde her bir saniye 1 puan daha düşürüyor, hatırladığım kadarıyla 15:16'da bitirmiş, yani eksi 16 puan.
Yarışmaların ana dili "malesef" ingilizce ve bunu engelleyecek de bir "proje/plan" yok ileriye dönük. Ancak birinci gelenlere de bakarsak, ingilizce konuşan ülkeler toplam 12 şampiyonluk içersinden 5'ini kazanmış (2 kez ingiltere, 1 kez irlanda, 1 kez amerika, 1 kez avustralya), kalanları ise skandinav ülkeleri ve son 2 kişi de "latin amerika".
Japon kız geçen yıl sahnede (Bogota'da) MC'nin sorduğu hiçbir soruya cevap veremedi, vermedi, tümüyle ezbere konuşuyormuş.
Asıl sorunun yattığı yere bakarsak :
Sorun, Emre, Engin veya Özkan'ın sunumlarından çok, bu işe ayırabildikleri (dikkat ediniz, ayırdıkları demiyorum), ayırabildikleri antreman zamanı.
Bir şirkette Barista veya Barista Eğitmeni olarak çalışıyorsanız, "patronunuz" size ya diyecek ki "hiçbir iş yapma, yarışmalara çalış" ve kendisine de bu işten çok iyi anlayan bir "Mentor / Eğitmen" ayarlayacak, 3-4 ay boyunca SADECE yarışmalara ayıracak kendini. Ancak Türkiye'de bunu yapabilecek malesef çok az işletme var.
Yunanistan'dan Stefanos örneğin, yarışma alanının bire bir kopyasını (makinesine kadar) eğitim departmanlarına kuruyorlar. Kamera ile 3 açıdan eğitimleri videoya çekiliyor ve akşamları da yaptığı performansı izliyorlar (patronu Yiannis, Latte Art Dünya Şampiyonu Chris ile birlikte). Sunumu ve performansı "mükemmele" ulaşınca kahvenin tatlarını araştırıp, en iyisini bulmaya çalışıyorlar. Her yıl yaklaşık 20.000 - 30.000 euro bu işe ayırıyorlar.
Japonya da öyle; Japon kızın şirketi Danimarka'dan Fritz Storm'u işe alıyorlar (2 aylığına). Adamın günlük eğitim ücreti 500 Euro (aylık 15.000 Euro). Adam her gün kızla çalışıyor, her gün hareketleri bire bir uyguluyorlar. Kız finale kalınca da çok iyi bunun pazarlamasını yapıyorlar Japonya'da, onlar için değiyor.
2 adet teknik hakemin puanları toplamı, yarışmacının alabileceği maksimum puanın %17,5'i kadar etki ediyor. Yani %82,5'i tat hakemlerin vereceği puanlarla ilgili.
Tatsal hakemin Objektif değerlendirmeleri :
- Espresso ve Cappuccino'da krema'nın rengi ve dayanıklılığı (persistence)
- Marka içeceğinin görseli, yapılış şekli
- Yarışmacının kıyafeti, hijyenik çalışması, konuşması, hareketlerinde akıcılık, sunduğu kahve hakkındaki bilgisi.
Tatsal hakemin Subjektif değerlendirmeleri :
- Kahvenin tadı (tactile balance ve taste)
- kahvenin baristanın söyledikleri ile "uyumu"
- Cappuccino'nun sıcaklığı
- Marka içecekte: espresso ile konulan ürünler arasındaki sinerji (uyum)
- Barista'nın sunumundan etkilenme
Şu anda hakem kağıdından hatırladığım kadarı bunlardır. Subjektif değerlendirmelerde eğer ingilizceniz yeterli değil ise, "baristanın söyledikleri ile uyumu" ve "barista'nın sunumundan etkilenme" konusunda sıkıntı yaşıyoruz.
Eğer sunum boyunca konuşmakta sorun yaşarsanız, toplam puan üzerinden yaklaşık olarak %15 civarında bir puan kaybına ulaşırsınız. Yani 100-120 puan arasında bir kesinti.
Emre'nin sunumunda ingilizcede eksiklikler vardı evet, kendisi de bunun farkında, bir de 15:00 dakikayı geçirdiğinizde her bir saniye 1 puan daha düşürüyor, hatırladığım kadarıyla 15:16'da bitirmiş, yani eksi 16 puan.
Yarışmaların ana dili "malesef" ingilizce ve bunu engelleyecek de bir "proje/plan" yok ileriye dönük. Ancak birinci gelenlere de bakarsak, ingilizce konuşan ülkeler toplam 12 şampiyonluk içersinden 5'ini kazanmış (2 kez ingiltere, 1 kez irlanda, 1 kez amerika, 1 kez avustralya), kalanları ise skandinav ülkeleri ve son 2 kişi de "latin amerika".
Japon kız geçen yıl sahnede (Bogota'da) MC'nin sorduğu hiçbir soruya cevap veremedi, vermedi, tümüyle ezbere konuşuyormuş.
Asıl sorunun yattığı yere bakarsak :
Sorun, Emre, Engin veya Özkan'ın sunumlarından çok, bu işe ayırabildikleri (dikkat ediniz, ayırdıkları demiyorum), ayırabildikleri antreman zamanı.
Bir şirkette Barista veya Barista Eğitmeni olarak çalışıyorsanız, "patronunuz" size ya diyecek ki "hiçbir iş yapma, yarışmalara çalış" ve kendisine de bu işten çok iyi anlayan bir "Mentor / Eğitmen" ayarlayacak, 3-4 ay boyunca SADECE yarışmalara ayıracak kendini. Ancak Türkiye'de bunu yapabilecek malesef çok az işletme var.
Yunanistan'dan Stefanos örneğin, yarışma alanının bire bir kopyasını (makinesine kadar) eğitim departmanlarına kuruyorlar. Kamera ile 3 açıdan eğitimleri videoya çekiliyor ve akşamları da yaptığı performansı izliyorlar (patronu Yiannis, Latte Art Dünya Şampiyonu Chris ile birlikte). Sunumu ve performansı "mükemmele" ulaşınca kahvenin tatlarını araştırıp, en iyisini bulmaya çalışıyorlar. Her yıl yaklaşık 20.000 - 30.000 euro bu işe ayırıyorlar.
Japonya da öyle; Japon kızın şirketi Danimarka'dan Fritz Storm'u işe alıyorlar (2 aylığına). Adamın günlük eğitim ücreti 500 Euro (aylık 15.000 Euro). Adam her gün kızla çalışıyor, her gün hareketleri bire bir uyguluyorlar. Kız finale kalınca da çok iyi bunun pazarlamasını yapıyorlar Japonya'da, onlar için değiyor.