- Katılım
- 28 Nis 2017
- Konum
- İstanbul
Son dönemde piyasada o kadar çok deneysel işlem görmüş kahve var ki... Artık takip edemiyorum. Hatta bazı kavurucuların bütün seçkileri bu tarz kahvelerden oluşuyor.
Bir yandan damak geliştirmek için faydalı ama bir yandan da "iyi kahve" algısını olumlu mu olumsuz mu etkiliyor hala düşünüyorum..
Bir yerden sonra bu tarz kahvelerin çoğu bana benzer şeyler hissettiriyor. Parfümsü kokular, ardından meyvemsilik, soğudukça ortaya çıkan bir mayhoşluk ve asidite, bitişte çikolata....
Üst üste 2 tane içemiyorum ama her farklı kahvede de bu kahve farklıymış diyorum. Tabii burada doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Kahve sonuçta damak tadı ile alakalı. Birine güzel gelen kahve, diğerine keyifsiz gelebilir. Bu da çok normal ama bunu anlamak istemeyenler her zaman olacaktır.
Üreticiler de bu tarz kahvelere ağırlık vermeye başladılar. Riskleri olsa da sanırım ödülü daha fazla. Önceden bu işi hakkıyla yapabilen çiftlik sayısı sayılıyken, şimdi her çiftlikte bu tarz deneysel işlemler "iyi kötü" uygulanıyor. Dikkat ettiğim diğer bir şey ise, bazı kahvelere deneysel işlem uygulanmasına rağmen, o kadar temiz içimleri var ki... Bu kahveler daha az olsa da benim için tercih sebebi olabiliyor.
Piyasaya baktığımızda fiyatları da gerçekten yüksek diyebiliriz. Gramı 1.5-2 TL civarında. Tabii ki bu kahvelerin az miktarlarda ithalat edilmesi, az miktarlarda üretilmesi bu fiyatları oluşturan en büyük etken. Yoksa kahvelerin puanları ile fiyatlandırma arasında mantıklı bir bağ olmayabiliyor. Bunu zaten biliyoruz.
Bu yüksek fiyat algısı maalesef "iyi kahve" algısını da beraberinde getiriyor diye düşünüyorum ve kaliteli bir "yıkanmış ya da doğal işlem" görmüş bir kahveyi bile arka planda bırakıyor ya da kavurucular fark yaratmak için bu tarz kahvelere yönelebiliyor. Şu tabiri de daha çok duymaya başladım. İşte bu, "Kahve gibi kahve", özlemişim.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz merak ediyorum.
Bir yandan damak geliştirmek için faydalı ama bir yandan da "iyi kahve" algısını olumlu mu olumsuz mu etkiliyor hala düşünüyorum..
Bir yerden sonra bu tarz kahvelerin çoğu bana benzer şeyler hissettiriyor. Parfümsü kokular, ardından meyvemsilik, soğudukça ortaya çıkan bir mayhoşluk ve asidite, bitişte çikolata....
Üst üste 2 tane içemiyorum ama her farklı kahvede de bu kahve farklıymış diyorum. Tabii burada doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Kahve sonuçta damak tadı ile alakalı. Birine güzel gelen kahve, diğerine keyifsiz gelebilir. Bu da çok normal ama bunu anlamak istemeyenler her zaman olacaktır.
Üreticiler de bu tarz kahvelere ağırlık vermeye başladılar. Riskleri olsa da sanırım ödülü daha fazla. Önceden bu işi hakkıyla yapabilen çiftlik sayısı sayılıyken, şimdi her çiftlikte bu tarz deneysel işlemler "iyi kötü" uygulanıyor. Dikkat ettiğim diğer bir şey ise, bazı kahvelere deneysel işlem uygulanmasına rağmen, o kadar temiz içimleri var ki... Bu kahveler daha az olsa da benim için tercih sebebi olabiliyor.
Piyasaya baktığımızda fiyatları da gerçekten yüksek diyebiliriz. Gramı 1.5-2 TL civarında. Tabii ki bu kahvelerin az miktarlarda ithalat edilmesi, az miktarlarda üretilmesi bu fiyatları oluşturan en büyük etken. Yoksa kahvelerin puanları ile fiyatlandırma arasında mantıklı bir bağ olmayabiliyor. Bunu zaten biliyoruz.
Bu yüksek fiyat algısı maalesef "iyi kahve" algısını da beraberinde getiriyor diye düşünüyorum ve kaliteli bir "yıkanmış ya da doğal işlem" görmüş bir kahveyi bile arka planda bırakıyor ya da kavurucular fark yaratmak için bu tarz kahvelere yönelebiliyor. Şu tabiri de daha çok duymaya başladım. İşte bu, "Kahve gibi kahve", özlemişim.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz merak ediyorum.
Son düzenleme: