OverdoseCoffee
Firma Yetkilisi
- Katılım
- 19 Ocak 2016
- Konum
- İzmir
Cevap: Kahve damağının gelişmesi
Kahvedeki koku ve tat olayı anımsatma ile alakalı. Birebir aynı tadı beklemek büyük yanılgı. Ben her seferinde söylüyorum. Şuruplu bir kahve ya da meyva suyundaki gibi belirgin bir tat beklemek çok yanlış.
Kahveleri satın alırken ithalatçı firmalar kendi yaptıkları kavurmaların cupping notlarını paylaşır. Bu kahveden beklenebilecek tatlar ile ilgili satın alacak kişiye fikir vermesi içindir. (Ki böylece 100 tane sample alıp, kavurup, tadım yapmak zorunda kalmayalım ve bu sürede seçtiğimiz kahve bitmemiş olsun. Yani tamamen işleri hızlandırmak üzerine kuruludur.) Bunlara bakarak bir kaç numune alır tatlarına bakar, müşteri portföyüne uygunsa o kahveden alırız. Ben tadım yaparken Tadım tablosu (cupping chart) dediğimiz tablo ile; fikir vermesi için yapıyorum. Bazı kahvelerde yazan ithalatçı notaları çıkabiliyor. Ama bazende çıkmıyor. Örneğin adamlar çilek yazıyorlar. Ama ben o tadı alamıyorum. Bariz bir kırmızı meyve tadı var ama çilek değil. Ona kırmızı meyveler yazıyorum. İkinci kademeyi geçmemiş oluyor benim için. Bazende ithalatçının yazdığı tatlar dışında tatlar aldığımızda oluyor. (Bu arada yukarıda yazdığım gibi bir kaç kişi tadım yapıyoruz ve birbirmize göstermiyoruz notları) sonunda 3 kişi karamel diyince. İkinci seviyede yer alan "şekerimsi tatlılık" yerine karamel yazmak daha mantıklı geliyor. Bazı uç tatlar var tabi. Akçaağaç şurubu, muskat gibi bunları tatmayan kişiler ülkemizde çoktur ama belirgin tatları vardır. İnsanlar tanımıyor diye yazmamak olmaz. Bu yüzden başka şeylerin tadına bakıp tat hafızasını geliştirmek lazım. Akçaağaç şurubu macrocenterlarda var herkesin denemesini tavsiye ederim. (gerçi biraz pahalı ufak şişe 64 lira xD), Ne bileyim muskat cevizi alıp deneyebilirsiniz çok bereketli bir şeydir; ufak rende ile patates püresine süt ile birlikte azcık koyarsınız harikalar yaratır.
Ha dediğiniz olmuyor mu oluyor. Bana çok kahve denk geldi itlahatçı notlarındakilerin aynısını yazmış (Biliyorum çünkü bende aynı yerden alıyorum) Ama kahve o kadar koyu kavrulmuş ki yağ içinde. Sonuç olarak yanmış kahveden başka birşey tadamıyorum(Belki de ben alamıyorumdur, bunuda bilemiyorum ).
Yukarıda bir çok kişi tadı veya damağı geliştirmekten bahsetmiş fakat bahsedilen aromaları hissetmek sadece ve sadece koku algısıyla ilgili. Burnunuzu tıkayıp kahve içmeyi deneyerek kendiniz de test edebilirsiniz.
Kahve künyelerinde yazan notaları okursanız oldukça ilginç şeyler duyabilirsiniz. Birkaç yerden topladığım notları sizinle paylaşmak istiyorum "Marshmallow, çikolatalı gofret, akçaağaç şurubu, karamel, muskat..." Bütün bunları farklı kavurucuların farklı kahvelerinden toparladım ama dikkat ederseniz, kahve çekirdeğininin kendi kimyasal bileşiklerinden ne kadar uzakta olduğunu söylememe gerek yok sanıyorum. Tedarikçiler 3-5 kuruşa aldıkları çekirdekleri bu şekilde süslü kelimelerle satıyorlar. Neden karamel veya akçaağaç şurubu yerine "şekerimsi tatlılık" yazılmıyor? Bunların tadımını yapan kişiler şekerli suyla karamelli suyun veya akçaağaç şurubunun kokularını ayırt edebiliyorlar mı? Ya da edebiliyorlarsa o çekirdekte bu aromaları açığa çıkartacak şekilde kavurabiliyorlar mı? Kahve künyesinde en dikkat çekici şekilde aromalar yazılıyor sanki parfüm notası yazar gibi. Bu şekilde tüketiciler üzerinde baskı kuruluyor. O kokuları okuyan insan, karamel şuruplu latte gibi bir şey içeceğini sanıyor ama gelen şey hayal kırıklığı. Yazan aromaları alamayınca suçu kendinde arıyor tüketici oysa ki kötü kalitede çekirdeklerin, kötü kavrulmasından pek de bir şey beklenmemeli.
Kahvedeki koku ve tat olayı anımsatma ile alakalı. Birebir aynı tadı beklemek büyük yanılgı. Ben her seferinde söylüyorum. Şuruplu bir kahve ya da meyva suyundaki gibi belirgin bir tat beklemek çok yanlış.
Kahveleri satın alırken ithalatçı firmalar kendi yaptıkları kavurmaların cupping notlarını paylaşır. Bu kahveden beklenebilecek tatlar ile ilgili satın alacak kişiye fikir vermesi içindir. (Ki böylece 100 tane sample alıp, kavurup, tadım yapmak zorunda kalmayalım ve bu sürede seçtiğimiz kahve bitmemiş olsun. Yani tamamen işleri hızlandırmak üzerine kuruludur.) Bunlara bakarak bir kaç numune alır tatlarına bakar, müşteri portföyüne uygunsa o kahveden alırız. Ben tadım yaparken Tadım tablosu (cupping chart) dediğimiz tablo ile; fikir vermesi için yapıyorum. Bazı kahvelerde yazan ithalatçı notaları çıkabiliyor. Ama bazende çıkmıyor. Örneğin adamlar çilek yazıyorlar. Ama ben o tadı alamıyorum. Bariz bir kırmızı meyve tadı var ama çilek değil. Ona kırmızı meyveler yazıyorum. İkinci kademeyi geçmemiş oluyor benim için. Bazende ithalatçının yazdığı tatlar dışında tatlar aldığımızda oluyor. (Bu arada yukarıda yazdığım gibi bir kaç kişi tadım yapıyoruz ve birbirmize göstermiyoruz notları) sonunda 3 kişi karamel diyince. İkinci seviyede yer alan "şekerimsi tatlılık" yerine karamel yazmak daha mantıklı geliyor. Bazı uç tatlar var tabi. Akçaağaç şurubu, muskat gibi bunları tatmayan kişiler ülkemizde çoktur ama belirgin tatları vardır. İnsanlar tanımıyor diye yazmamak olmaz. Bu yüzden başka şeylerin tadına bakıp tat hafızasını geliştirmek lazım. Akçaağaç şurubu macrocenterlarda var herkesin denemesini tavsiye ederim. (gerçi biraz pahalı ufak şişe 64 lira xD), Ne bileyim muskat cevizi alıp deneyebilirsiniz çok bereketli bir şeydir; ufak rende ile patates püresine süt ile birlikte azcık koyarsınız harikalar yaratır.
Ha dediğiniz olmuyor mu oluyor. Bana çok kahve denk geldi itlahatçı notlarındakilerin aynısını yazmış (Biliyorum çünkü bende aynı yerden alıyorum) Ama kahve o kadar koyu kavrulmuş ki yağ içinde. Sonuç olarak yanmış kahveden başka birşey tadamıyorum(Belki de ben alamıyorumdur, bunuda bilemiyorum ).