Şimdi festival bittiğine göre festival ile ilgili bazı fikirlerimi aktarmak isterim.(cumartesi ve pazar alandaydım)
-Geçtiğimiz seneye göre daha fazla firma katılmış gibiydi. Katılımcı sayısı da artmış görünüyor. Kalabalık demek sıra demek, daha az sohbet demek. Ben 2 gün de saat 12de gidip 2-3 saat kahve tadıp sohbet ettim. Sonrasında da workshop ve seminerlere katıldım.
-workshop çadırlarının yeri geçen seneden farklıydı ve daha küçüktü. Ayrıca festival alanının en gürültücü 2 firması (Kütahya porselen ve zihni sinir) arasında kaldığı için tam randımanlı olmadığını düşünüyorum.
-festivalde her standda farklı kahveleri görmek mümkündü. Ama nedense hep filtre kahveler vardı. Düzgün espresso denemek mümkün olmadı. Tamam herkes espresso makinesi sahibi olmayabilir, demleme "potansiyel pazar" olabilir ama yine de farklı espressolar içmek isterdim ( susma haykır espresso vardır)
-demlemelerden "dem" vurulsa da bu senenin "numarası" mocca master ile demlenen kahvelerdi. (bir de termoslar) Daha hızlı ve bir seferde daha fazla servis sağlıyor. Haksız sayılmaz kullananlar ama gene de gönül demleyenin maharetini de görmek istiyor.
-sanırım su büyük sorun oldu. Çünkü ecnebinin concistency dediği şeyi görmek zordu. Aynı çekirdeğin 1 saat arayla demlenmesi arasında fark sudandır gibi geldi bana. Çok güzel çekirdeklerden çok kötü kahveler içtik males.
-festivalde birkaç firmaya söyledim ama söz uçar yazı kalır eklemem lazım buraya. İnsanların kendilerinin de kahve demleyebileceğini görmesi için DIY (kendin yap) alanları veya uygulamaları olmalı. Aaa v60 ile kahve demleyebilmek için fantastik şekilli sakalımız saçımız dövmemiz olması şart değilmiş demelerine fırsat vermek lazım sanırım.
2 günde gördüğüm şeylerden oluşan notlarım bunlar. Umarım seneye daha da iyi olur. Aklıma bir şeyler gelirse eklerim. Mesela festivalin en komik hadisesinin "Starbucks'ın" bir baristasının türk kahvesi anlatmasıydı. Kurukahveci Mehmet efendinin standı da vardı (dev gibi) ama Türk kahvesi anlatan kömür gözlü starbakstı
Kimse de bunu garipsemiyordu galiba.
Oha çok uzun yazdım