Öncelikle herkese selamlar. Meslekî olarak kritik bir dönemden geçtiğimden ötürü forumda pek aktif değilim. Fakat bu konuyu bir süredir takip ediyorum ve yaklaşık 3,4 senedir hayatındaki ana hobi kahve olan biri olarak bir iki kelam etmek istiyorum son mevzularla ilgili. Telefon klavyesinden yazdığımdan imla için şimdiden özür dilerimz Öncelikle
@trblnfxn 'a gerek twitter gerek forumdaki sorgulayıcı tavrı için teşekkür etmek isterim. Foruma üye olmadan evvelden veri kahvedelisi ile yazışmlarını takip ederdim, kahvedelisini zAten yıllardır gerek ekşiden gerek twitterdan takip ediyorum. Kahveyle ilgili ilk algımı açan ve beni bu manyakça hobiyle sürükleyen onun yazıları olmuştu. Neyse
Şimdi öncelikle 'nitelik' diye bir saçmalık aldı başını gidiyor. Bence nitelikli kahve ifadelemi ve piyasası, puan sistemi va hepsi çok büyük bir tücaret hamlesi. Ben nitelikli kahveye inanmıyorum. Sca adı altında birleşen scaa ve scae yi ise kahveye yapılan en büyük eziyet müsebbipleri olarak görüyorum. Onların yaptığı tek şey kafe sahiplerini korumak benim gözümde. Ne tarladaki adamı nede beni umursuyorlar. Tarladaki adamı umursuyormuş gibi yapıp benim parama haksız göz dikmekten başka hiç bir esprileri yok.
Şu an piyasada kime sorsak nitelikli kahve satıyor. Eskisen madem nitelikli puanı kaç diyince ağızları yamulurdu, şimdi hazırlıklılar çünkü kendi puanları var. Yapıştırıyorlar 85-87 arası birşey. Açık söylüyorum benim gözümde 3. Dalga ve nitelikli kahve kavramları tamamen dolandırıcılığın yeni adı. Ve bir tarihçi olarak kesinlikle söyleyebilirim ki ortada bu kavramlar yokken içilen kahveler çok daha nitelikliydi. Farazi konuşmuyorum. Arşiv taraması yaptım. 19 yyda içilen kahvenin niteliği, günümüz nitelikli kahvesini geride bırakır. Demek neymiş sizin dalga dalga ortaya attığınız atmasyonlarınoz yokken herkesin damağı daha iyi kahve alıyormuş. Yok 5 defek yok 7 defek. Dünyanın heryerinden kahve aldım. Niteliğin uçtuğu kahveleri denedim. Emin olun şu ana kadar en beğendiğim kahve açık arttırmayla alınan ve daimarkanın öne çıkan bir kavurucusunun kavurduğu 97 (yanlış hatırlamıyorsam) puanlık panama esmeralda geishası değil, coffee departmentin kendi ithal ettiği hiç bir 'nitelikli' yakıştırması yapmadığı "kochere"siydi.
Bence kahveyle alakalı düşünmemiz gereken önemli bir konu da tarımsal nitelik. Çünkü bu gidişle kahve piyasası dengesiz büyümeye devam ederse çok yakın zamanda bu paraya kahve içemeyeğiz. Para demişken, ben gerçekten iyi kahveye( çuvaldaki defekt umrumda değil, iyi ayıklanmış olsa da olur) lezzetli arızasız bir tada piyasa bandındaki parayı vermeye razıyım. Ama belli bir standartta kahve almak istiyorum. Her siparişte aynı kahvede uçurum yaşamak istemiyorum.
Son olarak tadım aldatmacasına gelelim. Öncelikle şunu söyleyeyim. Kahvede amatörüm ama tadım benim üniversite yıllarımdan beri yaptığı bir hobi. Kahveyi nescafeden ibaret sandığım yıllarda şarap fabrikalarında cupping etkinliklerine katılırdım. Scanın yarattığı kahve tadım sistemi (bence) tamamen daha çok satmak üzerine bir aldatmaca oyunu. Puanlması ve chartı ile herşeyi.
Ben eskiden kahvesini beğenmediğim yerlere sıkıntımı dile getirince önce değirmenime laf atarlardı. Şimdi comandante+ kruve elek + TDS ile şikayet iletiyorum, bu sefer damağıma laf atıyorlar. Şu ana sadece iki yer kötü kahvesi için "üzgünüm" mesajı attı. Kimsenin bedava kahvesine ihtiyacım yok. Ama bir özür dilemekten, diyalogdan aciz adamların domine ettiği piyasadan ne beklersin!?
Kısaca ben ne nitelik bekliyorum nede dalga. Tek isteğim 35 tl verdiğim 250 gram kahveden hoş tatlar almak ve o 35 tlnin büyük kısmından üreticinin kar sahibi olması.