Yalnızca yağlı boya fırçası değil ayakkabıcılarda satılan fırçalar da gayet kullanılabilir. Makyaj fırçaları da kullanılabilir. Sakal bakım kitlerindeki fırçalar da kullanılabilir (Hatta Comandante'ninki buna benzer). Bu linkteki fırçanın kılları sentetik gibi duruyor. Hoş, doğal kıl olsa bile günümüzde fırçalardan geçebilecek bir hastalık türü sanıyorum yok. Eğer öyle olsaydı berbere giden herkes şarbon kapıyor vs. olmalıydı. Ancak şu mümkün, ayakkabıcıdan alacağınız fırçada da Koçtaş ya da X bir yapı marketten alacağınız fırçada da mutlaka belli bir raf tozu olur. Toz olup olmadığını anlamanın yolu ise baş parmağınızla kılları geriye doğru tarar gibi yapıp bırakmaktır. Eğer bir toz varsa mutlaka bir toz bulutu dağılacaktır etrafa. Bu hareketi kağıt destesi üzerinden de örneklendirebilirim sanırım. Desteyi en uçtakinden en sona doğru elinizden geçirip o "tırt" sesini çıkarırsınız ya, o hareket işte. Tam bir adı var mıdır bunun bilemiyorum
Öte yandan nem vb. gibi durumlardan kaçmak adına değirmenlere ya da genel anlamda kahve ekipmanlarına su değdirmiyoruz ama fırçalar için bu geçerli değil. Temizliğini su ile yapabilirsiniz. Gönlünüz de rahat olur. Mutfağınızdaki bulaşık deterjanında bir 5-10 dk. beklettikten sonra durulayabilirsiniz. Yok içim rahat etmedi derseniz oranı 1/20 yemek kaşığı olacak şekilde elma sirkesi ve deterjanlı bir karışımda 2-3dk. bekletebilirsiniz bunun üzerine. Daha sonra belirli bir süre bekleyip kullanabilirsiniz. Doğal kıllı fırçalarda tamamen kuruma bir ya da maksimum iki gün sürebilirken yolladığınız fırçalardaki gibi sentetik düğümler daha çabuk kurumaya meyillidir.
Gıda ile teması durumunu çok çözemiyorum gerçekten. Anlayamıyorum yani. Örneğin, Kingrinder K6'nın içinden çıkan fırçanın düğümü (1zpresso'nun içinden çıkan fırça ile aynı) makyaj ya da tıraş amaçlı kullanılan fırçadaki düğümle birebir aynı. Zaten bunun dışında da tutup kahveye bulamıyoruz ki fırçayı nihayetinde, yalnızca ekipmanda kalan tozları temizliyoruz. "Fırçayı oraya değdirdiğimde üzerinde X bir virüsün olup kahveme ve oradan da bana bulaşacağı ya da en azından kahvenin tadını bozacağı" düşüncesi bana çok reel gelmiyor açıkçası. Olabilecek en absürt senaryo sentetik ya da doğal kıllı bir fırçanın kılının değirmenin içine düşüp daha sonra dikkatinizden kaçması olabilir sanırım. Bu da en fazla iğrenti uyandırır insanda. Yanlış anlamayın Sn.
@enkoppkaffe , bu düşünceye Siz sahipsiniz demiyorum kesinlikle, yalnızca Sizin yorumunuzu alıntılayarak meseleye kendi bakış açımı yazıyorum ya da "Yapı marketteki fırça/Ayakkabıcıdaki fırça kullanılır mı? Kullanılırsa ne olur?" sorularından doğabilecek başka soruları cevaplamaya çalışıyorum diyeyim.
Fırça zaten çok fazla yeniliklerin olduğu ya da seçeneklerin olduğu bir alan değil. Yani her şeyin olduğu gibi bu işin de belirli âmentüleri var. Nedir bunlar? Doğal kıllarda at kılı, domuz kılı, porsuk kılı (özellikle tıraşta) vb. sentetiklerde de naylon elyaftan kimya sektöründeki firmalar, fabrikalarca işlenip üretilen türlü türlü fırçalar. Kullanılacak alana göre fırça tipi farklılık gösterebilir ama genel anlamda budur.
@sen7en Domuz kılı meselesi de yıllarca zaman zaman gündem olan bir husus, yorum yapmak bana düşmez, Diyanet'in ne söylediğine bir bakmak gerekir; ancak ben yalnızca şunu söyleyeyim, şimdi, örneğin, berber bir adam marketten 40-50 liraya alacağı bir sentetik fırça ile müşterilerini memnun edemez çünkü bu fırçalar genellikle kötüdür ve yüzü rahatsız eder, iyi bir sentetik fırça bugünkü kurla 200-300 liradan başlar ve 1500 liralara kadar gider; porsuk kılı da alamıyor, çünkü aynı finansal sebepten ötürü pahalı ama edineceği domuz kılı bir fırça ile hem müşterisini memnun eder hem uzun ömürlü olur hem de ısı tutuşu da köpük tutuşu da iyidir. Bu adam için bu fırça türü bir zarurettir. Fırçanın hayvanın eti ve sütüyle herhangi bir alakasının olmaması da ayrı bir durum. Kahve severler açısından ekstrası nedir, yoğun düğümü vardır, Timemore fırçadaki gibi tek tük değildir kıllar, kılları daha sert bir yapıda olduğu için özellikle burr temizliğinde derinlemesine temizlik sunar ve ucuzdur. Comandante de fırçalarında tümüyle olmasa da domuz kılı tercih eder mesela. Dezavantajı nedir? Dezavantajı da sertliğinden ötürü bazı kaplamalara zarar verebilecek olmasıdır. Ancak Timemore'un içinden çıkan fırça zarar vermiyorsa emin olun domuz kılı bir fırça ekipmana zarar veremez. Bir zarureti teşkil edip etmediği konusu ise dediğiniz gibi hassasiyetle alakalı ve kişinin kendi bileceği bir iş elbette. Hassasiyet mevzusunun bir dini boyutu var burada bir de fırçanın imal sürecinden kaynaklı olanı var. Domuz kılı canlı bir domuzdan alınmıyor yani. At kılı bu noktada öne çıkıyor mesela, çünkü at kılı hem hayvana zarar verilmeden ya yeleden ya da kuyruktan alınır hem de dini açıdan bir sakıncası yoktur. Estetik oluşu da cabası. At kılı fırçayı ben kullanıyorum, kılları domuz kılı kadar sert değildir, ancak çok güzel temizliyor ve ekipmanın kaplamasına zarar verir miyim diye düşünmüyor insan açıkçası. Benim kullandığım fırça diş fırçası boyutunda ve formunda. Yalnızca ilk başta döktüğü kıl biraz düşündürüyordu, bir süre sonra bu da durdu.
Çok uzundu okumadım: Arkadaşlar, ayakkabıcıdaki fırça da makyaj fırçası da ya da marketteki x bir fırça da kahve ekipmanı temizlemek için kullanılabilir.