Keşke bunları yazarken düz beytbaba olabilseydim ama firma yetkilisiyim. Ne olursa olsun taraf oluyorum. Ama inanın dümdüz beytbaba olarak yazıyorum düşüncelerimi şu anda. doğrularımla ve yanlışlarımla.
Bugüne kadar çok çeşitli ekipmanlarda tonlarca filtre kahve demledim on binlerce shot espresso hazırladım mesleğim gereği. Amatör olarak da kendi çapımda farklı ekipmanlarda kendime ve sevdiklerime hazırladım. Tüm bunlara rağmen hiç bir zaman ne espressoya tam hakim olabildim ne filtre demlemelere, hep birilerinin uzmanlığına daha çok saygı duydum. Su konusu da bunlardan birisi. Ne zaman kafayı taksam hep aldığım sonuçlardan mutsuz oldum. Kendimce yanlış olan başkası için doğru ilerlediğinde ise bıraktım su meselesini. Örnek aşırı verimsiz buzdağı kullanımıma karşın bilgi ve tecrübesine çok güvendiğim başka dostların verim alması.
Gelmek istediğim nokta her ne kadar kabul etmeyecek olsanız da ya da karşı çıkacak olsanız da olayları basitleştirmek sorunların çoğunu çözüyor. Evet kahvenin %98'i su. Ama bunun hep çalışacak net formülü olmadığı sürece benim için bir önemi yok. Sadece mutsuzluk. Ben sadece basit mantıktan ilerliyorum. açık kavrum kahvelerde çözünme ihtiyacı artıyor o zaman 40'dan düşük olmamak kaydıyla düşük ppm su. Espresso'da basıncın çözünmeye etkisi ve diğer tüm etmenlerden ötürü su ppm'i +120 olduğunda daha dengeli ve içilebilir espresso alabiliyorum bitti
Yarışmaya hazırlanmadığım sürece benim için şartlar bunlar. Espresso ve filtrede verim aldığım suları kafamda eleyerek bir sonuca ulaşıyorum ve denediğim kahveler buna uymuyorsa sorunu başta kendimde olmak üzere başka etkenlerde arıyorum. İyi ve kötü kahve kendini çok çabuk belli ediyor. Kötü kavurduğum bir kahveyi atmak zorunda kalıyorum ama kendi tüketimim için ayırıyorum. Ve içemiyorum. istediğim parametreyle oynayayım yok olmuyor. İyi kavrulan kahve olduğunda ise bir çok toleransa sahip oluyor. Süre yarım dakika erken veya geç su damla veya hayat ısı 93 veya 96 inanın her türlü keyif veriyor.